Loading...
CLOSE
0 To Do List
cappadocia

Gezilecek Yerler

Günün her saati özel etkinliklerle dolu bir tatil imkanı sunan bir yer düşünün. Doğal güzellikleriyle göz kamaştırsın, tarihiyle büyülesin ve kültürüyle yepyeni keşiflere yol açsın. Türkiye'nin en popüler tatil destinasyonlarından biri olan Kapadokya tatil beklentileri için “yeterince iyi” özellikleri ile her yıl milyonlarca turisti kendine çekmeyi başarıyor.

“Kapadokya’da ziyaret edilecek yerler sınırsızdır” sözü abartı değil. Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan kent simgeleri, müzeleri, özel manzara seyir noktaları, vadileri, milli parkları, yeraltı şehirleri, kiliseleri, müzeleri ve tarihi yerleri, görenleri kendine hayran bırakır. Bölgede ziyaret edilecek çok fazla yer olmasına rağmen bazı noktaların popülerliği tüm dünyada bilinmektedir. 

Şapeller, kiliseler ve kayaların içine oyulmuş yaşam alanları, Göreme Açık Hava Müzesinde yerli ve yabancı turistleri bekliyor. 4 kilometre uzanan Güvercinlik Vadisi, eşsiz iklim örtüsüyle şaşkınlık uyandırır. Peri bacaklarının en eşsiz görüntüleri, Güllüdere Vadisinde görsel bir şölene dönüşürken romantizm sevenler soluğu Aşk Vadisinde alırlar. Sarnıç Kilisesi, Görkündere Kilisesi, Saklı Kilise ve El Nazar Kilisesiyle seyir zevki isteyenler, yürüyüş yaparken Zemi Vadisinde de benzersiz bir deneyim yaşayabilirler. 

Uçhisar Kalesi, Kapadokya’ya tepeden bakmak isteyenleri tüm haşmetiyle karşılar; tarih meraklıları, yedi kattan ve birbirine bağlı tünellerden oluşan Tığraz Kalesini ziyaret etmeden Kapadokya’dan ayrılmaz. 

Tüm bu tarihi ve doğal güzelliklerin yanı sıra Avanos ile özdeşleşmiş çömlek atölyeleri de ziyaret edilmeli. Toprağın, büyük bir yetenekle şekil aldığı çömlek atölyelerinde ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatılır. 

Kapadokya’da ziyaret edilecek yerler, yeraltı şehirleriyle zenginleşir. Derinkuyu, Kaymalı, Gaziemir gibi yeraltı şehirleri, geçmiş uygarlıkların yaşamlarına dair büyülü ipuçları elde etmek isteyenleri bekliyor. 
 

Aflak Baba Kümbeti
Kırşehir

Altınyazı Köyü içerisinde bulunmaktadır. Köşeleri pahlı kare gövde üzerinde yükselen kümbet, içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülüdür. Selçuklu mimari özellikleri gösteren kümbet tamamen yenilenerek kesme taştan yapılmıştır.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirsehir/gezilecekyer/aflak-baba-kumbet

DEVAMI
Lale Camii
Kırşehir

Yapının 13. yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır. Cami, moloz ve kesme taştan yapılmış olup payelere oturan üç kubbe ile örtülüdür. Bu gün cami olarak kullanılan yapının esasında bir darphane olabileceği düşünülmektedir.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirsehir/gezilecekyer/lala-cam-lale

DEVAMI
Kırşehir Alaaddin Camii
Kırşehir

Kırşehir merkez, Kalehöyük üzerinde bulunmaktadır. Selçuklu Dönemi'ne tarihlenmektedir. Höyük üzerinde bulunmasından dolayı farklı dönemlerde yıkılarak yenilenmiştir. Yapının en dikkat çekici yeri portalidir. Yapının girişi (portal) Selçuklu Dönemi'nin en zengin taş süsleme örneklerindendir.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirsehir/gezilecekyer/alaaddn-cam-

DEVAMI
Kapucu Camii
Kırşehir

Osmanlı Dönemi'ne ait olmakla birlikte kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Yapıya üç kubbe ile örtülü son cemaat yerinden girilmektedir. Asıl ibadet mekanı kare planlı olup kubbe ile örtülüdür.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirsehir/gezilecekyer/kapucu-cam

DEVAMI
Ahi Evran Külliyesi
Kırşehir

Ahilik geleneğini yaşatmak için tasarlanan Ahi Evran Camii ve Külliyesi, 12. yüzyıla kadar dayanmaktadır ve özellikle Kırşehir ve Anadolu tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Ahilik Teşkilatı, Türkler arasında gelişen ve yayılan bir sanat, ticaret, dayanışma ve yardımlaşma kurumudur.
İş ahlakını savunur, sermayeyi, iş gücünü, bilimi ve iş ilkelerini korur. Günümüzün kooperatif sendikacılığı, sosyal güvenlik, kalite ve fiyat kontrol sistemine benzer yönleri vardır.
Türbenin üzerine 1450 yılında bina yapılmıştır. 1561 yılında genişletilerek yapıya bir cami eklenmiştir. Yapı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türk  sanatkarlarının manevi merkezi olmuştur.

 

Kaynak:

https://kirsehir.ktb.gov.tr/TR-195631/ahi-evran-i-veli.html

DEVAMI
Cacabey Gökbilim Medresesi
Kırşehir

Kırşehir’deki en önemli tarihî yapılardan biri olan Cacabey Gökbilim Medresesi, 1272 yılında, dönemin Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen ve astronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılmıştır. Eşsiz mimarisinin yanı sıra özellikle güneş sistemindeki gezegenleri sembolize eden iç sütunceleri, rasat kuyusu, aydınlık feneri ve gözlem kulesi ile dikkatleri çeken Cacabey Gökbilim Medresesi, astronomi eğitimi veren ilk merkezlerden biri ve belki de en önemlisidir. Günümüzde cami olarak kullanılan medresinin üç ayrı yerinde bulunan ve rokete benzeyen sütunceleri, yapının astronomi merkezi olarak faaliyet gösterdiğinin delili sayılmaktadır.
Kırşehir’deki en önemli tarihî yapıların başında gelen ve il merkezinde bulunan Cacabey Gökbilim Medresesi, 1272 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen ve astronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılmıştır. Medresede ilk dikkati çeken, dış cephede ve köşelerde bulunan sütuncelerdir. Toplam üç adet olan sütuncelerin, roketin ateşleme ve fırlatma hâlini gösterdiğine inanılmaktadır. Anadolu Selçuklu Süsleme Sanatı’nın en güzel örneklerinden birisi olan ve ustanın âdeta ruhunu işlediği, sırrını verdiği, çift renkli Taç Kapısı, yapının bir diğer dikkat çeken unsurudur. Taç Kapı’nın üzerine işlenen bazı şekiller, bugün tartışma konusu olmuştur. Özellikle Taç Kapı’nın girişindeki sütuncelerin başlıklarından sarkıtılan kürelerin, Ay’ı ve Güneş'i sembolize ettiği, ayrıca alınlığın sağ ve sol altköşesinde yer alan dairesel şekillerin Ekvator çizgisini ve eksen eğikliğini gösterdiği üzerine yapılan yorumlar, tartışmaları doruk noktasına çıkarmıştır.

 

Kaynak:

https://kirsehir.ktb.gov.tr/TR-195632/cacabey-ve-gokbilim-medresesi.html

DEVAMI
Aşık Paşa Türbesi
Kırşehir

Asıl adı Ali olan Aşık Paşa, H. 670 / M. 1272 yılında Arapsun’da doğup, H. 733 / M. 1333’te Kırşehir’de ölmüştür. Eserlerinde Öz Türkçe’yi kullanan Aşık Paşa, din ve tasavvuf bilgilerini, Şeyh Süleyman Türkmani’den öğrenmiştir. Aşık Paşa, Kırşehir’de bir zaviye kurmuştur. Aşık Paşa’nın 10.613 beyitlik “Garipname” adlı eseri, Türkçe yazılmış olmasıyla önem taşımaktadır. Garipname, Aşık Paşa’nın en tanınmış eseridir. Aşık Paşa Türbesi, Ankara-Kayseri yolu üzerindeki tepede, Aşık Paşa Mahallesi’ndeki büyük mezarlığın içinde yer almaktadır. Yapı tek katlı, iki bölümlü olarak inşa edilmiştir. Giriş kapısı dikdörtgen planlı, Aşık Paşa’nın sandukasının bulunduğu bölüm ise kare planlı ve kubbelidir. Türbenin taç kapısı, Anadolu Selçuklu süsleme sanatının yegâne örneklerinden birisidir. 10 dilimli istiridye kabuğu biçimindeki kavsarası ve etrafını çevreleyen örgü süslemeler, taç kapı üzerindeki en dikkat çeken unsurlardır. Yapının kubbesinin Kırgız çadırını andırmasından dolayı, mimarının Horasan erenleri ile gelmiş bir Türk olduğu düşünülmektedir. Yapının üç satırlık kitabesinde Aşık Paşa’nın, Şeyh Paşa Muhlis’in oğlu olduğu, doğduğu yıl ve öldüğü yıl ile gün belirtilmiştir. Aşık Paşa, Acem ve Arap kültürlerine hayran olanlara karşı tepki vermiş, yabancı kültürlere kendini kaptıranlara şöyle seslenmiştir. “Türk diline kimesne bakmaz idi, Türklere her giz gönül akmaz idi, Türk dahi bilmez idi bu dilleri, İnce yolu, ol ulu menzilleri”

 

Kaynak:

https://kirsehir.ktb.gov.tr/TR-195633/asik-pasa.html

DEVAMI
Fatma Hatun Türbesi
Kırşehir

Merkez Medrese mahallesi Kümbetaltı mezarlığı içerisinde yer almaktadır. 1266 yılında dönemin ileri gelenlerinden Hoca Aka Maatır tarafından Fatma Hatun adına yaptırılmıştır. Kümbet; köşeleri üçgen pahlı kare kaide üzerine sekizgen gövdelidir. Örtü sistemi içte kubbe, dışta sekizgen konik külahıdır. Yapı düzgün kesme taşlarla inşa edilmiştir.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirsehir/gezilecekyer/fatma-hatun-kumbet

DEVAMI
Melikgazi Kümbeti
Kırşehir

Kırşehir ili merkezinde bulunan kümbet 1240-1250 yılları arasında Mengüçük Oğulları'ndan Melik Muzaffereddin Behram Şah adına eşi tarafından yaptırılmıştır. Kümbet, köşeleri pahlı kare kaide üzerine sekizgen gövdelidir. Silindirik konik külaha geçişte üçgen pahlar kullanılmıştır.Bu pahlarla kümbete çadır görünümü verilmiş olup Türk türbe mimarisinin Orta Asya çadır sanatından etkilendiği, hatta kümbetlerin menşeinin Orta Asya Sanatı olduğu savını kuvvetlendiren örneklerden birisidir.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirsehir/gezilecekyer/melkgaz-kumbet

DEVAMI
Süleyman Türkmani Türbesi

Mevlevî tarikatına mensup olduğu anlaşılan Süleyman Türkmani’nin, 1214’te doğduğu ve babası Şeyh Hüseyin ile küçük yaşta (1224) bir Türkmen aşireti ile Anadolu’ya geldiği ve Konya’ya yerleştiği sanılmaktadır. Nerede doğduğu belli değildir. Dedesi Türkmen Beyi olduğu için kendisine Türkmani denilmiştir. Mevlâna’dan dersler alan Süleyman Türkmani, onun ölümünden sonra, Mevlâna’nın oğlu Sultan Veled’in teşviki ile Mevlevî tarikatını yaymak üzere 1239’da Kırşehir’e gelmiş, büyük bir ilgi toplamıştır. Süleyman Türkmani’nin ömrünün son yıllarında Aşık Paşa’ya hocalık yaptığı da bilinmektedir. Büyük hocalardan ders aldığı bilinen Süleyman Türkmani’nin en büyük eseri “Tezkire-i Evliya”dır. 1298 tarihinde 84 yaşındayken Kırşehir’de vefat ettiği tahmin edilmektedir. Türbesi, şehrin İmaret Mahallesi'nde bulunmaktadır.

 

Kaynak:

https://kirsehir.ktb.gov.tr/TR-195657/suleyman-turkmani.html

DEVAMI
Üçayak Kilisesi
Kırşehir

Kırşehir merkez Taburoğlu Köyü yakınlarında bulunmaktadır. Bizans döneminde 10-11. yüzyıllara tarihlenmektedir. Bizans döneminin başkenti mimarisinı yansıtan önemli eserlerindendir. İki imparator tarafından adak yeri olarak yaptırıldığı sanılmaktadır. İki kiliseden oluşan bina tamamen tuğladan yapılmış olup; 1938 yılındaki depreme kadar yapıyı örten kubbe ayakta durmaktaydı.

 

Kaynak:

https://kirsehir.ktb.gov.tr/TR-64770/kiliseler.html

DEVAMI
Seyfe Gölü ve Kuş Cenneti
Kırşehir

Seyfe Gölü, Orta Anadolu’da bulunan birkaç tuzlu gölden biridir. Kırşehir’in kuzeydoğusunda yer alan göl, Mucur’a 16 km. uzaklıktadır. Göl çevresinde, ötücü kuşlar da dahil olmak üzere toplam 187 kuş türü bulunmaktadır. Göl, su kuşlarının beslenme, üreme ve konaklama alanı olarak sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önemli sulak alanlarındandır.

Gölde, dünyanın en büyük flamingo topluluklarından biri (320 bin adet) barınmaktadır. Göl, aynı zamanda sonbaharda yüz binlerce ördeğin konaklama alanıdır. Seyfe Gölü'nde beslenen ve konaklayan diğer önemli kuş türleri; çamurcunlar, pelikanlar, balıkçıllar, yağmurcunlar, kazlar, kılıç gagalar, martılar, bababanlar ve sumrulardır.  Bölgede 480 bin kuşun bir arada yaşadığı tespit edilmiştir.

Seyfe Gölü içindeki en güzel görüntüler Seyfe Köyü yakınlarında bulunan höyükten izlenmektedir. Ayrıca Seyfe’nin Badıllı mahallesinden de göl kenarına kadar gelip, gölün güzelliğini ve flamingoları seyretmek mümkündür. Ayrıca, yaz aylarında flamingolar gölün birçok kesiminden de seyredilebilir.

 

Kaynak:

http://www.kirsehir.gov.tr/seyfe-golu-ve-kus-cennetimiz

DEVAMI
Hirfanlı Baraj Gölü
Kırşehir

Kapsadığı Alan: Kaman, Kırşehir Merkez, Evren, Şereflikoçhisar.
Yüzölçümü: 26.300 ha. 

Elektrik üretmek, taşkınları önlemek ve sulamada kullanmak amacıyla 1959 yılında tamamlanan ve 8 Ocak 1960 tarihinde işletmeye açılan Hirfanlı Barajı, Tuz Gölü’nün kuzeydoğusunda Kızılırmak üzerinde yer alan büyük bir barajdır.

Hirfanlı Baraj Gölü’nde, son yıllarda bulunan en yüksek su kuşu sayısı 133.809’dur.

“Orta Anadolu’nun Denizi” olarak bilinen Hirfanlı Baraj Gölü, eşsiz manzarası, plaj ve sosyal tesisleri ile dikkatleri çekmektedir. Ayrıca, Hirfanlı Baraj Gölü etrafındaki köylerde balıkçılık, önemli bir gelir kaynağıdır.

Hirfanlı Baraj Gölü doğal plajlarından olan; Kırşehir’e 50 km mesafede Toklumen Köyü, Kırşehir’e 25 km mesafede Sıdıklı Büyükoba Köyü, Davulağıl bölgesi plaj ve tesisleri ve Kaman’a 16 km mesafede Savcılı Büyükoba kumsalları, ziyaretçilerin uğrak yerlerindendir. Yaz aylarında kamp alanı olarak kullanılan yerler arasında ise; Kırşehir’e 27-30 km mesafede olan Yeşilli, Uzunali ve Karaduraklı köylerinin baraj kıyıları bulunmaktadır.

 

Kaynak:

https://kirsehir.ktb.gov.tr/TR-196433/hirfanli-baraj.html

DEVAMI
Kaman Kalehöyük Müzesi ve Japon Bahçesi
Kırşehir

Japon Hükümeti'nin "Kültürel Mirası Koruma Projesi" çerçevesinde hibe olarak yaptığı Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi, 830 metrekare açık, 470 metrekare kapalı alan olmak üzere toplam 1.500 metrekarelik alanı kapsamaktadır.

Müzede sergi salonları, sinevizyon köşesi, kütüphane, inceleme, araştırma, fotoğraflama ve restorasyon çalışmalarına olanak sağlayan laboratuvar, kafe, depolar ve teknik bölümler bulunmaktadır.

Çevre düzenlemesi, kazısı yapılmakta olan bir höyük tarzında düzenlenmiştir. Böylelikle ziyaretçilerin hem kazılarda ele geçen buluntuları, hem de kazı yöntem ve çalışmalarını görmeleri sağlanmıştır.

Ayrıca bir de, Japonya dışındaki en büyük botanik bahçesi, bir "Japon bahçesi" stilinde yapılmıştır. Müze, 2011 yılında "En İyi Yeşil Müze" ödülü almış olup, 2012 yılında da Avrupa'da Yılın Müzesi'ne aday gösterilmiştir.

 

Kaynak:

https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=KKK01&DistId=MRK

DEVAMI
Ürgüp
Ürgüp
Ürgüp Temenni Tepesi
Ürgüp Temenni Tepesi, eşsiz kalıntıları ve Kapadokya manzarasına hakim olmasıyla Kapadokya'da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Ürgüp'ün merkezinde yer alan ve panoramik Kapadokya manzarası denilince akla gelen ilk destinasyonlardan biri olan tepe, 80 metre yükseklikte yer alıyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken Temenni Tepesi, Kapadokya'nın güzelliklerini keşfetmek ve fotoğraflamak isteyenlerin uğrak noktasıdır.
Tepeye çıkmak için araç bulunmamaktadır. Araçlar, Cami Kebir'in yanına park ediliyor. Temenni Tepesi'ne çıkarken bile görülen manzara tek kelimeyle büyüleyici.

Ürgüp Temenni Tepesi'ni özel kılan en önemli özellik Kılıçarslan Türbesi'nin bu tepede yer almasıdır. Gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra 2013 yılında ziyarete açılan türbede ayrıca başka türbeler de bulunuyor. Taht kavgalarından ve Moğol akınlarından kaçarak Ürgüp'e sığınan Selçuklu padişahlarının bölgede yakalanıp öldürüldüğü düşünülüyor. Tepenin batı yamacında Aziz Yorgi Kilisesi yer alıyor. Bu harabenin tüm duvarları yıkılmış ve sadece oyma salonu kalmış olsa da bu eser hala görülmeye değer.

Ürgüp Ulu Camii 
Hem doğal güzellikler hem de tarihi kalıntılar Kapadokya'ya gelenleri büyülüyor. Farklı dönemlerde inşa edilen tarihi eserler bölgenin dokusunu tamamlarken yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor.


Ürgüp Ulu Camii, Kapadokya'da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında. Selçuklu cami geleneğinin bir yansıması olarak Karamanlı Taşkın Paşa tarafından yaptırılan Ulu Cami ve Medrese günümüze kadar ulaşmıştır.


Kare plan üzerine inşa edilen yapının mimarı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Caminin avlusunda iki türbe bulunmakta olup, türbelerden birinin Karamanlı Taşkın Paşa'ya ait olduğu bilinmektedir.

Kapadokya'da Ürgüp Ulu Camii dışında kültür ve inanç turizmine ilgi duyanların ziyaret edebileceği pek çok yer bulunmaktadır. Antik çağlardan beri birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, Hristiyanlar kadar Müslümanlar için de önemli destinasyonlara sahip olan Kapadokya, atılan her adımı yeni bir keşif haline getiriyor. Rotanızı Kapadokya'ya çevirirseniz eşsiz Kapadokya eserlerini yakından görebilir ve ömür boyu unutamayacağınız bir tatil deneyimi yaşayabilirsiniz.

 

DEVAMI
Devrent Vadisi
Ürgüp

Sürreal peribacalarının yer alan Devrent Vadisi, yerli yabancı her turistin mutlaka görmesi gereken bir yerdir. Devrent Vadisi'ndeki peri bacalarının hayvanlara benzerliği, fantastik bir rüyaya götürüyor adeta. Birçok hayvan figürünü andıran peri bacalarını hayvanat dışında gezer gibi görün. Deve şekilleri dev peribacaları vadinin en önemli sembollerindendir. Doğanın heykel sanatına tanık olduğumuz vadide insan figürleri de bulunuyor.

“Devrent Vadisi” adı “çukur ve uçurum” anlamına gelmektedir. Vadi tamamen büyüleyici manzaralarla dolu. Trekking ve atlı safari yapabilir, gün batımında mehtapta hayal kurabilirsiniz. Bu doğal güzellikte mola vermek isterseniz, atıştırmalıklar ve hediyelik eşyalar alabileceğiniz dükkanlar da bulabilirsiniz. 


Devrent Vadisi, Avanos ile Ürgüp bölgeleri arasındaki Ürgüp yolu üzerinde yer almaktadır. Zelve Açık Hava Müzesi'ni geçtikten hemen sonra Düşler Vadisi'ne ulaşabilirsiniz. Vadiye yerel ulaşım yöntemleriyle ya da özel aracınızla ulaşabilirsiniz.

DEVAMI
Zelve ve Paşabağları Ören Yeri
Avanos


Büyük ve sivri peribacalarına ev sahipliği yapan Zelve Vadisi'nde birçok antik yapıyı görebilirsiniz. Oymacılık sanatıyla yapılmış manastırlara, mağara evlere ve kiliselere rastlayabilirsiniz. Zelve Açık Hava Müzesi'ni gezerken vadinin engebeli arazilerinde trekking yapmayı da düşünebilirsiniz.


Tüm bunlardan sonra vadide yapmanız gereken son şey büyüleyici Zelve Harita Gösterisi'ne katılmak. 3D Haritalama Gösterisi, doğal dokuya uygun olarak hazırlanan özel animasyon içeriklerinin projeksiyon cihazları ile peribacalarına yansıtılmasıdır. Gösteride bölgenin asırlık tarihini ve medeniyetlerin gelişimini kronolojik olarak izleyebilirsiniz. Buna ek olarak Osmanlı Tarihi, modern Türkiye ve Kapadokya'nın gelişimini bulabilirsiniz.

Rahipler Vadisi olarak da bilinen Paşabağ Vadisi, mantar şeklindeki peribacalarıyla çevrili çok geniş bir alanı kaplıyor. Birçok turistin uğrak yeri olan vadi, dünyaca ünlü peribacalarının en yoğun ve belirgin olduğu bölgelerden biridir. Eşsiz manzarası ve mistik atmosferi, ziyaret edenleri adeta büyülüyor.


Diğer adından da anlaşılacağı gibi, eski çağlarda Paşabağları'nda Hıristiyan din adamları yaşamış ve misyonerlik yapmışlardır. Buraya sığınan rahipler, yaşamları boyunca vadide yaşam alanları ve dini türbeler oluşturmuşlar. Ayrıca 1000 yıl önce yapıldığı tahmin edilen tarihi bir oyma kilise de bulunmaktadır. Mantar başlı peribacaları arasında yer alan kilise mistik özellikler taşıyor. 

Vadiye girdikten sonra birçok inziva yeri görebilirsiniz. Biraz daha ileri gittiğinizde karşınıza birbirinden farklı masalsı yollar çıkacaktır. Her yolun farklı bir hikayeye çıktığına emin olmalısınız. Paşabağ Vadisi'ndeki dut ağaçlarından meyve toplayıp yiyebilir, doğanın milyonlarca yıllık emeğine tanık olabilirsiniz.


Paşabağ Vadisi, ulaşımı oldukça kolay olan Zelve Harabeleri içerisinde yer almaktadır. Eski dini merkez olarak bilinen bölge Avanos'a 5 km, Paşabağ'a 1 km uzaklıktadır.

Ayrıntılı bilgi ve e-bilet için lütfen tıklayınız.

DEVAMI
Avanos
Avanos

Avanos, Kapadokya'nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir ve çömlekçiliği, Sallanan Köprüsü ve Kızılırmak ile popülerdir.

Avanos çömlekçiliği ustaların elinde kolayca şekilleniyor gibi görünse de üretimi oldukça zahmetlidir. Çömlekçilik yaratıcılık, beceri gerektirir ve elbette bu sanatta sabır da şarttır. Kapadokya gibi büyülü bir yerde içinizdeki sanatçıyı ortaya çıkarmak ve bu sanata tanık olmak için dünyaca ünlü Avanos çömleklerinin üretimini keşfetmelisiniz. Çömlek yaparak hem sakinleşip stresinizden uzaklaşabilir hem de yepyeni bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Avanos'ta Sallanan Köprü'den Geçmek
Avanos Sallanan Köprüsü'nde yürümek, Kapadokya'da yapılacaklar listenize eklemeniz gereken en önemli aktivitelerden biridir. Avanos'un simgesi olarak görülen ahşap köprüde fotoğraf çekmenin keyfini de çıkarmalısınız. Nehrin sakinliğini ve güzelliğini doyasıya yaşamak için köprünün iki ayağında yer alan kafeteryalarda vakit geçirebilirsiniz. Belki burada keyifli vakit geçirirken sizi bekleyen sevimli sürprizleri de görebilirsiniz…


Kızılırmak Kenarında Yürümek
Kızılırmak, Kapadokya gezinizde huzur veren akıntısı ile vakit geçirmek isteyeceğiniz bir atmosfere sahiptir. Az önce de söylediğimiz gibi bu nehirde gondolla keyifli bir yolculuğa çıkabilir ya da jet tekne turu yaparak adrenalin beklentilerinizi karşılayabilirsiniz. Bu yürüyüşte, unutulmaz bir romantizm de yaşayabilirsiniz. Kapadokya'ya gidenlerin mutlaka yapması gereken aktivitelerden biri olan Kızılırmak boyunca yürüyüş yapmayı da listenize eklemelisiniz. Kızılırmak sizleri eğlence, dinlenme ve harika anlar geçirme garantisi ile karşılayacaktır. Nehir boyunca atacağınız her adım sizi geçmiş uygarlıkların izleriyle tanıştıracak.

Kazları Beslemek
Onlarca canlıya ev sahipliği yapan Kızılırmak'ta kazlara da rastlamak mümkün. Kapadokya'ya gelenlerin en sevdiği aktivitelerden biri olan kaz beslemeyi de denemelisiniz. Kızılırmak'ta adada yaşayan kazları beslerken çocukluk günlerinizin heyecanına geri dönecek ve kazların çıkardıkları şirin sesleri duyunca büyük keyif alacaksınız. Kapadokya gezinizin en özel anlarını yaşarken bol bol fotoğraf çekmeyi de ihmal etmeyin!

 

DEVAMI
Çavuşin Köyü
Avanos

Çavuşin Vadisi, adını bölgesinde bulunan Çavuşin Köyü'nden alır. İri kayaların arasına kurulmuş köy, köklü bir geçmişe ev sahipliği yapıyor. Tarihi 1. yüzyıla kadar uzanan köy, Roma saldırılarından kaçan Hristiyan keşişlerin yaşadığı bölgedir. Saldırılardan korunmak için kayaların içine yaşam alanları yapılmıştır. Yaşayanlar, verimsiz topraklar nedeniyle bacalardaki boşlukları açarak güvercin gübresi kullandılar. Bizans dönemi ile birlikte Hristiyanlık özgürce yaşanmış, Selçuklular'ın gelişiyle birlikte bölgede İslamiyet de yer almıştır. Kiliseler, manastırlar ve camiler inşa edildimiş, din kardeşliğinin temelleri atılmıştır.

Çavuşin Köyü'nde mutlaka ziyaret etmeniz gereken birçok dini yapı bulunmaktadır. Çavuşin Kilisesi, Haçlı Kilisesi, St. Jean Kilisesi, Üç Haç Kilisesi ve Vaftizci Yahya Kilisesi'ni mutlaka görmelisiniz. Bu kiliselerde asırlık freskler ve tasvirler yer alıyor. Bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olan bu kiliseleri gezerken farklı bir dünyaya adım atacaksınız.

Yöre halkının el işlerine tanık olacağınız seramik ve çömlek atölyeleri köyün başlıca geçim kaynaklarından biri. Bu atölyelerde çömlekçiliği deneyimleyebilir ve unutulmaz anılar yaşayabilirsiniz. Köy, Göreme'ye çok yakın bir konumdadır. Göreme-Avanos yolu üzerinde 2 km uzaklıktadır.

 

DEVAMI
Göreme Açık Hava Müzesi
Göreme

En çok ilgi gören Kapadokya müzesidir. Pek çok ibadethanenin bulunduğu Göreme'de her kilise ve manastırın dokusu dönemlerine göre farklılık gösteriyor. Geçmiş düşünürlerin ve keşişlerin inziva yeri olan Göreme bölgesi, aynı zamanda Büyük Aziz Basileios'a ilham veren topraklar olmuştur.


Göreme Açık Hava Müzesi, 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alınmıştır. Tarihi ve doğal dokusu titizlikle korunmuş olup, bakımı devam etmektedir. Her yıl artan turist sayısı ile rölyef olarak öne çıkan müzeyi her yıl 1 milyondan fazla kişi ziyaret ediyor ve bu sayı sürekli artıyor.

Manastır hayatı yüzyıllardır yaşanmaktadır; MS 4. ve 13. yüzyıllar arasında yoğun keşiş yaşamına ev sahipliği yapan bölgede yemekhane ve ibadethanelerin sıklığı dikkat çekicidir. Bu yaşam biçimi ile bölge, manastır eğitim sisteminin ilk noktası olmuştur.

Kapadokya'nın en büyük kaya kilisesi olan 1000 yıllık Tokalı Kilise burada bulunuyor. Yapı oldukça ilginç ve 4 ayrı bölümden oluşuyor. Halen yaşayan freskleri ve mimari özellikleri ile görenleri kendine hayran bırakmaktadır. Hz. İsa'nın Göğe Yükselişi, Cehenneme İnişi gibi pek çok sahne kilise duvarlarını süslemektedir.

 

Göreme Açık Hava Müzesi'nin en dikkat çekici yapılarından biri de 12. yüzyıldan kalma Karanlık Kilise'dir. Yapı fazla ışık almadığı için freskler oldukça belirgindir. İçi sütunlardan oluşan kilise, bir de kubbeye sahiptir. Duvarlarda Hristiyanlık tarihinden ve Tevrat'tan birçok sahne yer alıyor. Binayı korumak için fotoğraf çekmek yasaktır.

Kendine özgü hikayeleri ve mimari özellikleri olan kilise ve manastırları mutlaka görmelisiniz. Rahipler ve Rahibeler Manastırı, Elmalı Kilise, Azize Barbara Şapeli, Aziz Basil Kilisesi, Yılanlı Kilise ve Çarıklı Çarıklı Kilise de bu bölgede yer almaktadır.

Ayrıntılı bilgi ve e-bilet için tıklayınız.

 

DEVAMI
Göreme Seyir Noktası
Göreme

Kapadokya, kültürel ve doğal güzellikleri ile dünya çapında bir üne sahiptir. Peri bacaları, kayalara oyulmuş yerleşim yerleri, renklerin dansını yansıtan vadileri, olağanüstü toprak yapısı, lüks mağara otelleri ile canlı bir tarih sunuyor. Açık Hava Müzesi bu destinasyonun hak ettiği değeri vermektedir. Kapadokya'yı en kısa yoldan keşfetmek ve tüm güzelliklerine tanık olmak için çeşitli panoramik seyir noktaları bulunuyor ve bunlar arasında en çok tercih edilen Göreme Panoramik Manzara noktasıdır.


Göreme panoramik seyir noktası, cömertliği ile Kapadokya'nın güzelliğini, gün doğumu ve gün batımını izlemek isteyenleri büyülüyor. Kapadokya vadilerinin güzelliğinin, peribacalarının eşsizliğinin ve gökyüzüne renk katan balonların tadını çıkarmanın en pratik yolu Göreme'nin panoramik manzarasına çıkmaktır. Dinlenmek isteyenleri doyumsuz bir manzara ile karşılayan panoramik seyir noktası oldukça kalabalık. Birçok ülkeden gelen turistlerle her zaman eğlenceli olan bu lokasyon, sıcak buluşmaların ve sohbetlerin merkezi haline geliyor.  Göreme Panoramik Manzara Noktası'nı görmeden Kapadokya'dan ayrılmayın!

DEVAMI
Uçhisar
Uçhisar

Uçhisar Kalesi
Nevşehir merkezine 5 kilometre uzaklıkta bulunan Uçhisar, Kapadokya'nın en büyük ve en göze çarpan peri bacası olarak biliniyor. Uçhisar Kalesi'nde Kapadokya'yı kuş bakışı izleyebilir; vadiler, kaleler, Göreme Açık Hava Müzesi ve Avanos'u tüm güzellikleriyle bu noktadan keşfedebilirsiniz.


Kapadokya'yı ziyaret edenlerin ilk sıradaki destinasyonlarından biri olan kale, Kapadokya'nın tüm güzelliklerine tanık olmak isteyenlerin beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. Erciyes ve Hasan Dağları'nın bir arada görülebildiği tek yer olan ilçe, Roma İmparatorluğu döneminden beri varlığını sürdürüyor.

Birbirine bitişik iki peribacasından oluşan kalenin içine evler, barınaklar, sarnıçlar, mezarlar ve mahzenler oyulmuştur. Kale, bölgedeki Arap akınlarına karşı en önemli savunma ve sığınak noktası olmuştur.

Uçhisar Kalesi, mistik güzelliğinin yanı sıra gün batımı manzarasının seyredilebileceği en önemli yerlerden biri olmasıyla da yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Vadiler akşamın ışıltısına teslim olunca yarattığı görsel şölen Uçhisar'ı eşsiz bir romantizm noktası yapıyor. Bu nedenle Uçhisar Kalesi, Kapadokya'da gezilecek yerler listelerinin her zaman başında gelir.

DEVAMI
Üç Güzeller Peri Bacaları
Ürgüp

Ürgüp Kapadokya'nın en önemli simgelerinden biri olan Üç Güzeller Efsanesi adını ilginç bir aşk hikayesinden alıyor. 
Kapadokya'da bir kral ve prensesin yaşadığı rivayet edilir. Kralın kızı güzeller güzeli prenses, bir çobana aşık olur. Ancak kral bu aşka onay veremez. Çünkü aşık olduğu kişi bir çobandır. Prenses kızını bir çobanla evlendirmek istemeyen kibirli kral, kızının tüm ısrarlarına rağmen evlenmesine karşı çıkar. Babasını ikna edemediğini anlayan prenses, bir gece sevgilisiyle birlikte kaçar. Kaçtıktan sonra çoban ve soylu genç kızın da bir çocukları olur.


Ne de olsa prenses, bebek doğduktan sonra kralın inadının kırılacağını düşünerek babasını ziyaret etmeyi düşünür. Ancak bir torunu olduğunu öğrenen zalim kral daha da sinirlenir ve çıldırır. Askerlerine kızı ve çobanı bulmalarını emreder. Peşlerinden gelen askerler tarafından köşeye sıkıştırılan zavallı prenses ve ailesi artık kaçamayacaklarını anlarlar. O an Allah'a dua eder ve bir mucize ister. Prensesin dileği gerçek olur ve bütün aile ölümsüz peri bacalarına dönüşür. En öndekinin çoban, ortadakinin çocuk, en arkadakinin ise prenses olduğuna inanılır.

Bu hikayede aileyi simgelediği düşünülen Üç Güzel'in bu peribacalarının yanındaki yokuşu 7 kez inip çıkarak çocuğu olmayan ailelerin buraya gelip çocuk sahibi olacağına inanılır. 

Bir süre sonra kralın oğlu "Revan" ile peri padişahının kızı "Gülperi" birbirlerine aşık olurlar. Ancak insanlar bu aşka karşı çıkarlar ve perilerle savaşmaya karar verirler. Padişah, insanlarla savaşmak istemediği için Kapadokya'yı terk eder. Ancak insanların devlerle baş edemeyeceğini düşünerek bütün perilere güvercin olmalarını ve onlarla kalmalarını emreder. Gülperi de her gün beyaz bir güvercine dönüşerek Revan'ın odasının penceresine yerleşir. Olanlardan habersiz olan Revan, onu terk ettiğini düşünür. Ömrünün sonuna kadar bekler. Güvercini avucuna alıp Gülperi'ye olan hasretini sevgiyle karşılayıp onu sever.

Kapadokya'nın en önemli figürlerinden olan bu 3 peri bacası bölgenin en çok fotoğraflanan yerlerinden biridir. Taşa dönüşen gövdeler, özellikle gece aydınlatması ile oldukça sanatsal ve canlı bir görünüm kazanıyor. Erciyes Dağı'nın heybetli manzarasını da içeren Üç Güzeller, gün batımında nefes kesen büyüleyici bir renk paleti sunuyor.

DEVAMI
Kaymaklı Yeraltı Şehri
Kaymaklı

Kapadokya'nın önemli yer altı şehirlerinden biri olan Kaymaklı 8 kattan oluşmaktadır. Ancak birçok yer altı şehrinde olduğu gibi tüm katları turistlere açık değildir. Şehirde hayvanların rahatlıkla dışarı çıkabilmesi için birinci kat ayrılmıştır. Ahırlardan ayrılan koridorlar ile kiliseler ve diğer yaşam alanları arasında bağlantı kurulmuştur. Depolar, mutfaklar, mezarlıklar, sabıkahane, bakır işleme atölyesi gibi hayret verici bölümlere sahip olan Kaymaklı Yeraltı Şehri, halen tam olarak ortaya çıkarılamamış gizli yeraltı tünellerini barındırmaktadır.

Daha fazla bilgi ve e-bilet için lütfen burayı ziyaret edin.

DEVAMI
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Derinkuyu

Kapadokya'nın en büyük yeraltı şehri olan Derinkuyu, 12 kattan oluşuyor. Ancak ziyaretçilerin izni 8. kata kadardır. Bu derinlik yerin yaklaşık 50 metre altına kadar inmektedir. 50'den fazla su kuyusunun bulunduğu Derinkuyu Yeraltı Şehri'nde, savaş sırasında temiz suyun kirlenmesini önleyen doğal havalandırma sistemi bulunuyor. Bu nedenle bazı bacaların toprakla bağlantısı yoktur.

Koridorlar ve katlar oldukça dar olduğundan iki kişinin yan yana hareket etmesi mümkün değildir. Bunun temel sebebinin ise baskın sırasında bağlantı yollarının hızlı bir şekilde kapatılması ihtiyacı olduğu düşünülüyor. Bu işlem dışarıdan açılamayan yuvarlak sürgü taşları ile sağlanmaktadır.

İkinci katında oyulmuş bir kilise de barındıran Derinkuyu, 50.000 kişinin bir arada yaşayabileceği farklı bir dünya sunuyor.

Ayrıntılı bilgi ve e-bilet için lütfen tıklayınız.

 

DEVAMI
Ihlara Vadisi
Aksaray

Ihlara Vadisi, Aksaray iline ait etkileyici bir jeolojik oluşumdur. Milyonlarca yıl önce Hasandağı'nda volkanik patlama sonucu püsküren lavların neden olduğu akarsuyun aşınmasıyla oluşmuştur. Yaklaşık 18 km uzunluğundaki vadi, doğal bitki örtüsü ve tarihi yapılarıyla doğa ve sanatı buluşturan ender yerlerden biridir. Ortalama 150 metre derinliğe ve 200 metre genişliğe sahiptir. Geçmişte insanların yaşadığı Ihlara Vadisi, bu özelliği ile dünyadaki diğer kanyonlardan ayrılıyor. İnsan yaşamına uygun olmasının en büyük sebebi Melendiz Çayı'nın bölgeye hayat vermesidir. Geçmişten kalma birçok kilise ve kayalara oyulmuş yaşam alanları bulunmaktadır.


Kültür ve medeniyetin doğayla buluştuğu Ihlara Vadisi'ni keşfetmek için onlarca basamak inmeniz gerekiyor. Merdivenlerden indikten sonra akan suyun ve doğanın sesini dinliyor olacaksınız. Vadinin derinliklerine girdiğinizde şapelleri ve kayaların içindeki yaşam alanlarını daha yakından inceleyebilirsiniz. Dakikalar geçtikçe vadinin sizi içine çeken, ilham kaynağı olan ve mutlu eden garip enerjisine şahit olacaksınız.


Ihlara Vadisi'ni iki farklı şekilde görebilirsiniz. Birincisi Kapadokya'dan balon turu ile muhteşem vadiyi gökten izlemek. İkincisi ise tam 18 kilometrelik bir yürüyüşle baştan sona harika bir maceraya kucak açmak.

DEVAMI
Selime Manastırı
Aksaray

Ihlara Vadisi'nin sonunda Selime Kasabası'nda yer alan manastır, bölgenin en büyük kale manastırıdır. Selime Katedrali, ilk olarak, Hristiyanların gizli ibadet yapabilmeleri için 2 katlı olarak inşa edilmiştir. Kayalara oyulmuş olan manastır hem ibadet yeri hem de saldırılara karşı kale olarak kullanılmıştır.


Selime Manastırı, din adamlarının yetiştirildiği ve ilk yüksek sesli ayinlerin yapıldığı bir katedraldir. Etrafı peri bacaları ile çevrili olan katedralde Bizans mimarisinden izler bulunmaktadır. Daha sonra Selçuklular Dönemi'nde kullanılan kale, Anadolu'da Moğol istilasına karşı en büyük mücadelelerin verildiği bölge olarak biliniyor. Sadece manastırın çevresinde 100'den fazla oymalı yapı görmek mümkün.


Ayrıca katedralin içine inşa edilmiş bir mutfak ve bir avlu da bulunmaktadır. İsa'nın göğe yükselişi ve Meryem Ana'nın freskleri bugün hala görülebilmektedir.

Selime bölgesi geçmişte bir pazar yeri de barındırıyordu. Bu nedenle manastırın içinde kervanların güvenliği için bir yol bulunuyor. Yüklenen develer katedralin ortasına götürülerek koruma altına alınırdı. 

DEVAMI
Kızılçukur Vadisi
Ortahisar

Seyir terasıyla Kızılçukur Vadisi, Kapadokya'nın en özel manzaralarının izlenebileceği alanların başında geliyor. Kırmızı tonları ile o kadar büyüleyici bir görünüme sahiptir ki, kendinizi başka bir gezegenden bir yaşam alanındaymışsınız gibi hissettiriyor.

Kızıl Vadi, muhteşem bir renk cümbüşü içinde trekking ve doğa yürüyüşleri sunuyor. Yaklaşık 2 saat boyunca başka bir gezegende yürümenin keyfini çıkarabilirsiniz. Fotoğraf tutkunlarının tur boyunca binlerce kare yakalayabildiğini söyleyebiliriz. Ayrıca birçok tarihi kiliseyi ziyaret edebilir, tarihe tanıklık edebilirsiniz. Sabahın ilk ışıklarında düzenlenen balon turları ile muhteşem bir gün doğumu izleyebilirsiniz. Atlı safari ve ATV araçları ile vadiyi keşfedebilir, sınırsız aktivitelere katılabilirsiniz.

DEVAMI
Zemi Vadisi
Göreme

Herkesin büyük keyif aldığı vadi yürüyüşleri, dünyanın dört bir yanındaki macera severlerin favori aktivitelerinden biridir. Hem keyifli hem de zorlu olan trekking rotaları coğrafi farklılıklara göre değişiklik gösterebilmektedir. Türkiye'nin birçok farklı bölgesinde de yürüyüş parkurları bulunuyor. İnsani ve coğrafi özellikleriyle en etkileyici olanlarından biri Kapadokya'daki Zemi Vadisi'dir.

Ürgüp'ten başlayıp Göreme'ye kadar uzanan 5600 metrelik bir rüyaya katılmak istiyorsanız Kapadokya geziniz sırasında göreceğiniz Zemi Vadisi tabelasını takip etmelisiniz. Oldukça basit bir başlangıç rotasına sahip olan vadi rotası, adımlarınız arttıkça değişerek tarih ve doğanın mutlak uyumunu gözler önüne seriyor. Vadiye girdikten kısa bir süre sonra sizi karşılayacak olan iniş noktalarından geçerek başka bir vadi manzarası ile karşılaşacaksınız. Antik kiliseleri, tarihi kalıntıları ve onlarca ağacıyla gözlerinizi kamaştıracak rotanıza su kaynaklarının sesleri, kuş ötüşleri ve sarp kayalar eşlik ediyor.

Patika yoldan yürümenin oldukça kolay olduğu Zemi Vadisi'nde zaman zaman su yollarının üzerinden küçük atlamalar yapmak ve sarp kayalıkların arasından yürümek zorunda kalacaksınız. Tüf kayalıkların oluşturduğu tünellerde yürürken ağaç dallarındaki meyveleri tatmak oldukça eğlenceli olacak ve yürüyüşünüzün bitmesini hiç istemeyeceksiniz.

DEVAMI
Kılıçlar Vadisi
Göreme

Kılıçlar Vadisi adını kılıca benzeyen peribacalarından alıyor. Turistlerden yoğun ilgi gören vadi, trekking parkurları ve safarilere ev sahipliği yapıyor. Vadi içerisinde 250 metreyi aşan bir tünel ve çok farklı şekillerdeki peribacalarını keşfedeceksiniz. Mağaraların oldukça yoğun olduğu bölgede geçmişin arı kovanlarını ve güvercin yuvalarını görebilirsiniz. Kuş cıvıltıları ve peribacaları altında tarihe yolculuk yapabilirsiniz. Doğanın güzelliğini hissederek vadiyi yavaş yavaş fethetmelisin.

Kapadokya'nın engin dini tarihine tanıklık eden Kılıçlar Vadisi'nde 2 kilise yer alıyor. Bu kiliseler Meryem Ana ve Kılıçlar Kilisesi'dir. Kılıçlar Kilisesi'nin en belirgin özelliği İncil'den 33 sahne içeren farklı fresklere sahip olmasıdır. Bu kilisenin 10. yüzyıldan önce yapıldığı tahmin edilmektedir. Meryem Ana Kilisesi, adından da anlaşılacağı gibi Meryem Ana'nın eşsiz fresklerine sahiptir. İsa'nın çarmıha gerilmesi gibi birçok tarihi olayın sembolize edildiğini görebilirsiniz.

Alışveriş için çok fazla seçeneğin bulunmadığı vadide yeme-içme ihtiyaçlarınızı önceden karşılamanız gerekiyor. Ancak yazın taze sıkılmış portakal ve nar suyu alabileceğiniz yerel halkın işlettiği küçük büfeler bulunuyor. Bu vadi, Göreme Açık Hava Müzesi'nin karşısında yer alır ve ulaşımı oldukça kolaydır.

DEVAMI
Saruhan Caravanserai
Ürgüp

Cappadocia, which has hosted many different civilizations for thousands of years and gained a worldwide reputation with the artifacts left by these civilizations, is one of the destinations that must be visited in a period of life. There are many places to visit in Cappadocia, many historical ruins and special viewing points that make it possible to have a wonderful holiday experience. Saruhan Caravanserai stands out as one of the must-see places for those who visit Cappadocia.

Saruhan Caravanserai is located within the borders of Avanos district of Nevşehir.This caravanserai, built in 1249 during the period of Izzettin Keykavus II., bears the traces of Seljuk architecture. Saruhan Caravanserai, which became an important part of the caravanserai trade routes planned in a classical structure, was built with light brown, yellow and pink cut stones. This building, which spreads over an area of ​​approximately 2000 square meters, is a single storey but has a magnificent entrance door. Five doors open to the courtyard of the caravanserai, which has a mixed type of architecture, three doors are the main door and they have a visual quality that can be considered as a work of art.

If you want to witness the history and take in the beautiful atmosphere of the period, you can add the Saruhan Caravansary to your Cappadocia trip route.

DEVAMI
Mustafapaşa (Sinasos) Köyü
Ürgüp

Mustafapaşa Town, which is among the untouched destinations of Cappadocia and not within 6 kilometers of Ürgüp and 25 kilometers from Nevşehir, is a Greek Village, formerly known as "Sinasos". This charming village, which is one of the must-see places in Cappadocia, is becoming popular with its history of rupture and its architectural features.

It is possible to come across impressive churches and chapels in Mustafapaşa Town. St. Vasilios, St. Stephen's Churches and St. Basil's Chapel, which hosted the Christian people until 1924 when the population change took place, created a dazzling effect. As a result of the fact that many civilizations have made this place home throughout history, it is possible to come across original examples of Seljuk and Ottoman architecture at the destination.

Mustafapaşa Village is one of the regions rich in places to visit. It is recommended to allocate time for destinations such as St. Nicholas Monastery, Mehmet Şakirpaşa Madrasa, Constantine Helena Church, Cappadocia Art and History Museum in the town, which is a must-see tour in Cappadocia. It can be said that stone mansions, which have become icons from the past to the present, also create a fascinating atmosphere for visitors.

DEVAMI
Esenbey Türbesi
Niğde

Türbenin kare gövdesinin üzeri sivrimsi kubbe ile örtülüdür. Gövde moloz kesme taş, kubbe moloz taş malzeme ile örülmüştür. Türbe Eretna HükümdarI Gıyaseddin Mehmet Bey'in oğlu, II. Eretna'nın oğlu  Esen Bey'e aittir.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74359/turbeler.html

DEVAMI
Narlıgöl Şapeli
Niğde

Narlı gölün güneyinde bulunan doğal peribacaları içerisinde bir tanesinin içi oyularak yapılmış küçük bir şapeldir. İçerisinde açılmış mezarlar, apsisi ve büyük bir kısmı tahrip edilmiş freskolar mevcuttur.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Dikilitaş Kilisesi
Niğde

Kilise günümüzde halı dokuma atölyesi olarak kullanılmaktadır. Kilisenin batı cephesinde saçak altında kabartmalı bir aziz asker figürü bulunmaktadır. Üç nefli, beşik notoz örtülü, bazilikal planlıdır. Kilisenin batı cephesinde ayrıca çatıya çıkışı sağlayan merdivenler bulunmaktadır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Güzelyurt
Aksaray

Güzelyurt, formerly known as Gelveri, is one of the shining pearls of the region that has hosted many ancient civilizations. Gelveri stands out with its characteristic houses. Cappadocia houses made by carving the rocks and historical Greek stone buildings stand together. It hosted great civilizations such as Hittites, Persians, Seljuks, Ottomans, Ancient Greeks and Romans.

 

Saint Gregorios Nazions, the founder of the Orthodox sect, started his first monastic life in Güzelyurt while he was living in and around Güzelyurt. With the natural wonder Ihlara and Monastery Valley, Kaya Mosque, St. With Gregorios Theologos Church, Red and High Church, Gelveri houses, Selime Cathedral, fairy chimneys, underground cities, spa tourism and dozens of other historical buildings, Güzelyurt contains all the beauties within Cappadocia.

 

With its rich cultural traditions, organic wine, impressive geographical structure and magnificent sunset, this beautiful town is a backyard that should be explored especially by those who want to have a magical time  in Cappadocia. Gelveri town is located 70 km’s from Nevşehir.

DEVAMI
Kızıl Kilise
Aksaray

Kızıl Kilise, kırmızı kesme taştan yapıldığı için bu ismi almış bir Ermeni kilisedir. Kızıl Kilise'nin V. veya VI. yüzyıllarda inşat edildiği tahmin edilmektedir. Kilise Aksaray ilinin Güzelyurt ilçesinin Sivrihisar köyünde yer almaktadır.

 

Kaynak:

https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1z%C4%B1l_Kilise_(Sivrihisar)

DEVAMI
Yaşayan Miras Müzesi
Avanos

The museum, where the intangible cultural heritage of the region is kept alive, aims to hand down the traditions of Cappadocia to the next generations. The studies are ongoing, considering the "Convention for the Safeguarding of the Intangible Cultural Heritage" adopted by UNESCO in 2003.

In the museum; you can experience the shadow shows, minstrelsy and eulogy show, marbling art which are UNESCO Intangible Cultural Heritage List of Turkey. You can also learn the cultural heritage of Cappadocia, such as weaving, culinary art, the tradition of birth, wedding, death and children's games.

DEVAMI
Gomeda Vadisi
Mustafapaşa

Gomeda Valley is located to the west of Mustafapaşa Town, whose historical name is Sinasos. It is also intriguing with the stories about this valley, which is known for its mystical and spooky atmosphere as well as its beauties. Bey Creek accompanies visitors throughout this destination, which is among the must-see places in Cappadocia and is famous for its dovecotes carved into the rocks.

 

Gomeda Valley, also known as the "Small Ihlara Valley" due to its geomorphological similarity with Ihlara Valley, has a walking area of ​​7200 meters. The green nature throughout the valley and the pigeons that can be seen in summer create an admirable and beautiful landscape. At the beginning of the walking route of Gomeda Valley, the ruins of the Alakara Church greet the tourists. The history of the church, which is one of the dozens of works carved into the rocks, goes back to the Roman period.

 

Many surprises await visitors on the route of Gomeda Valley. After passing an underground city with closed passages and a rock arch, St. Basilios Church, which is thought to have been built in the Byzantine Iconoclast period, about 1400 years ago, adds an extra beauty to the trip.

DEVAMI
Güvercinlik Vadisi
Uçhisar

Güvercinlik Valley, an essential part of the list of must-see places in Cappadocia, is located between Uçhisar and Göreme. The nests carved into the rocks for pigeons in the valley continue to host many species of pigeons today. 

In Güvercinlik Valley, the expectations of the visitors who want to witness history while integrating with nature are met. It is possible to come across those who take walks, participate in yoga activities and have a pleasant time alone with nature in the destination, which is characterized by the magnificent view that creates a fascinating effect on each visitor. There are areas marked in red in the valley so that explorers do not lose their way. Those who do not comply with these measures, due to the presence of blind spots in the valley, may have to pass through the places where they have already walked once again. Apart from the dovecotes, there are also historical ruins such as the Tığraz Underground Refuge and a bulgur mill in ruins that must be seen.

Güvercinlik Valley can also be explored by a bird's eye view. Uçhisar Castle, one of the most popular destinations of Cappadocia, greets the valley from above.

DEVAMI
Aşk Vadisi
Göreme

Love Valley, also known as the Valley of Lovers, is among the meeting points in Cappadocia for those who want to witness a magnificent visuality as well as those who want to experience romance to the fullest. This valley, which is one of the must-see places in Cappadocia, has a length of 4900 meters. The vineyards and fruit trees in the valley, which fascinates every visitor with its impressive fairy chimneys, are expressed as the closest companions of the visitors.

 

Love Valley, located within the borders of Göreme, is one of the places where the sunrise and sunset can be watched the most wonderfully. The feast created by the balloons floating in the air must also be witnessed. As a matter of fact, it is not in vain that it is among the favorite destinations of local and foreign tourists visiting Cappadocia. Access to the Love Valley is also very easy. Although there are two different entrances to the track, it is a bit difficult to start hiking in the valley. When the obstacles are overcome, a pleasant adventure can begin.

 

If you are visiting Cappadocia, you should definitely visit the valley among the other symbolic regions. You can make one of the best choices by visiting Cappadocia to experience romantic moments with your loved one or to witness a visual feast with your family.

DEVAMI
Gülşehir Açıksaray Ören Yeri
Gülşehir

The mushroom-shaped fairy chimneys exceptional to the region, found at Gülşehir Açıksaray archaeological site, an important center of the Roman period, are unique. It is estimated that the history of the region, which is about 3 kilometers away from Gülşehir and also called the Open Palace Museum, dates back to 1000 years ago. While many of the architectural works in the region, which are among the favorite preferences of those who want to witness the history while walking, are in ruins, the atmosphere they created must be witnessed.

 

Gülşehir Açıksaray, which has many caves including multi-storey underground cities from ancient times, can be cited as examples of places that are highly recommended to visit, such as the Boğalı Church, Backgammon, Küçük Saray settlement, Four Column Monastery, Twelve Column Church and Staircase House.

 

The Open Palace Museum, which should be among the indispensable destinations of Cappadocia trips, is a frequent destination for those who want to take nature and history walks. A long hiking trail from the valley in the archaeological site, which has free entrance to Çat Town, can be experienced and exclusive photo frames can be captured.

DEVAMI
Koçubaba Cami Ve Türbesi
Kırıkkale

Kırıkkale Balışeyh ilçesi'ne bağlı Koçubaba köyünde  türbe ve camiye adını veren, ‘Koçu Baba’nın Horasan Türklerinden Seyit Hasan Sultan olduğu, 14.yüzyılda Balışeyh/Koçubaba’ya gelip yerleştiğine dair halk inanışı mevcuttur. Sekizgen planlı ve sivri bir külahla örtülü olan ve  kitabesi bulunmayan türbenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

 

Kaynaklar:

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/471148
https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirikkale/kulturenvanteri/kocubaba-turbesi

DEVAMI
Ballı Baba Cami ve Türbesi
Kırıkkale

İlçenin sembollerinden biri ve 12'nci yüzyılda, 1121 yılında inşa edildiği tahmin edilen yapının kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Kırıkkale Valiliği tarafından restore edilen türbede Anadolu’nun Türk- İslam yurdu haline gelmesine katkı sağlayan Ballı Baba bulunmaktadır. Caminin tavan örtüsündeki ahşap işçiliği dikkat çekicidir.

 

Kaynaklar:

https://www.kirikkale.com.tr/mekan/balli-baba-turbesi
https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/kirikkale/gezilecekyer/balli-camii-ve-turbesi

DEVAMI
Nur Cami
Kırıkkale

32 metre yüksekliğinde bir ana kubbeye ve dört minareye sahip olan, Selçuklu ve Osmanlı mimari anlayışı ile inşa edilmiş,  yaklaşık 25 bin metrekare kapalı alana sahip olan camide, kapalı alanlarda 4 bin kişi, açık alanlarda ise 6 bin kişi olmak üzere toplamda 10 bin kişi ibadet edebilmektedir.


Kırıkkale kent meydanında yer alan caminin aydınlatma sistemi Uluslararası Aydınlatma Tasarımcıları Birliği’nden “Liyakat Ödülü” almıştır. Cami külliyesinde konferans salonu, seminer salonu, kütüphane ve okuma salonu, Türk İslam el sanatları eğitim merkezi, dini yayınlar tanıtım ve satış yeri, derslikler, aile rehberlik bürosu, gibi sosyal alanlar bulunmaktadır.

Mimar Necip Dinç tarafından tasarlanan cami inşaatı 2008 yılında başlayıp 2015 yılında tamamlan Nur Camisi için Mimar Sinan'ın ustalık dönemi eseri Edirne Selimiye Camisi üslubu esas alınmıştır. Camide ana gövdeye köşelerden giydirilen üçer şerefeli dört minare bulunmaktadır. 

 

Kaynak:

https://tdv.org/tr-TR/proje/kirikkale-nur-camii/

DEVAMI
Hasan Dede Cami ve Türbesi
Kırıkkale

Anadolu’nun çok renkli inanç mozaiğinin önemli bir parçası olan Hasandede 16. yüzyılda yaşamış olup Hoca Ahmet Yesevi ekolünün önemli bir şahsiyetidir. Türbenin yanında Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan cami bulunmaktadır.

Horasan’dan Anadolu’ya gelen Hasandede, Osmanlı ordusu ile çeşitli savaşlara katılmıştır. Anadolu’da çıkan anlaşmazlık ve isyanlarda ara buluculuk yapmıştır. Padişah fermanı ile şu anda türbesinin bulunduğu bölgede kendisine arazi verilmiştir. 

Hz. Muhammed’in soyundan geldiği bilinen Hasandede çok önemli bir İslam Hukukçusu olarak görülmektedir. Aynı zamanda Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre felsefesinden izler taşıyan şiirleri de mevcuttur. Bilge kişiliği ve şiirleriyle halkı aydınlatmıştır. 

Türbe, dini hassasiyeti bulunan birçok kesim tarafından çok önemli bir konumda bulunmaktadır. Yılın her döneminde ve özellikle Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri’nin yapılmakta olduğu ağustos ayında birçok ziyaretçinin uğrak noktası konumunda bulunmaktadır. 

Mekke’den getirilmiş ve cami duvarının içerisine konumlandırılmış olan “Mekke Taşı” da bu lokasyona ayrı bir önem kazandırmaktadır. 

 

Sources:

https://www.kirikkale.com.tr/mekan/hasandede

DEVAMI
Haydar Sultan Türbesi
Kırıkkale

Böyrek Dağları’nın eteklerinde, Haydar Sultan Köyü'ne 500 metre kadar uzaklıkta yer alan türbenin bahçesinde “Deliler Kuyusu” adı verilen ve kükürtlü olması nedeniyle, suyunun soğuk olmasına rağmen devamlı kaynayan bir kuyu bulunmaktadır. 


Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli rol alan Hoca Ahmet Yesevi’nin oğlu Haydar Sultan’ın burada düşmana esir düşerek kuyuya hapsedildiği rivayet edilmektedir. Geç Roma ya da Erken Bizans dönemlerinde var olan bir manastır üzerine inşa edilen  Haydar Sultan Külliyesi, cami, türbe, hazire, çeşme ve kuyudan oluşmaktadır.  Yapılan onarımlarla asıl hüviyetini kaybeden külliyeden günümüze “Deliler Kuyusu” adı verilen kuyu ile iki adet kitabe kalmıştır. Deliler Kuyusu, caminin yanında etrafı duvarla çevrili avludadır. 50 santim çapında bir kuyu bileziği, onun altında ise 60x60 santimlik kare kuyu bulunmaktadır. Kuyu ağzı beton kaplamalarla yükseltilmiş olup zeminden derinliği 2 metre kadardır. 

Türbe, dini hassasiyeti bulunan birçok kesim tarafından çok önemli bir konumda bulunmaktadır. Yılın her döneminde ve özellikle Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri’nin yapılmakta olduğu Ağustos ayında birçok ziyaretçinin uğrak noktası konumunda bulunmaktadır. 

 

Kaynaklar:

https://www.kirikkale.com.tr/mekan/haydar-sultan-turbesi

DEVAMI
Rahmaniye Cami
Niğde

Dikdörtgen planlı düz damlı camiler gurubuna girmektedir. Abdurrahman paşa tarafından 1747 yılında yaptırılmıştır. Orijinal özelliği büyük ölçüde korunan camii, dıştan 9.25 x 12.20 m. boyutlarındaki harim ile Kuzey tarafına yerleştirilen 3.70 x 10.55 m. ölçülerinde üç gözlü son cemaat yeri ve kuzeydoğu köşesinde tek şerefeli minareden oluşur. Duvar ve minarede sarımtırak renkte ince yonu trakit taşı, son cemaat yerinin sütun ve cümle kapısının kemer ve sövelerinde bazalt, mihrapta alçı, örtü sisteminde ahşap ve kiremit malzeme kullanılmıştır. Camii duvarlarında tek sıra basık kemerli büyük pencereler açılarak cephe masifleri giderilmiştir. Yapı sadedir. Son cemaat yerinin sütunları, İon nizamının özelliklerini yansıtacak şekilde iki kıvrımlı başlıklara sahiptir. Cephe duvarları, pencerenin üst kısmından itibaren kornişle kuşatılmıştır. İç mekânda dikkati çeken süsleme ise mihrapta görülür. Mihrap mukarnas kav saralıdır. Taç kısmında üçgen alınlıklar olup kıvrım dal, lale ve çeşitli çiçeklerle bezenmiştir. Mihrap toplam yedi ince silmeyle üç yandan kuşatılmıştır. Yapının süslemelerinde dönemin özelliği olan barok süslemeler görülür.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74357/camiler.html

DEVAMI
Alaeddin Cami
Niğde

Niğde sancak beyi Ziynettin Beşare tarafından 1223 yılında yaptırılmıştır. Kitabesine göre yapının mimarları, üstad Sıddık ve kardeşi Gazi’dir. Ayrıca inşa kitabesinde, Müstenireddin adı geçmektedir, bu şahsın caminin inşaatından sorumlu yapım yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. Bazı onarımlarla günümüze gelen cami, orijinal özelliğini büyük ölçüde korumakta ve işlevini devam ettirmektedir. Cami iki kapılıdır. Doğuya bakan kapı üzerinde yaz aylarında 09.30 – 11.00 saatleri arasında güneş ışıklarının bıraktığı gölge, kapının taş maharetli elleriyle işleyen ustanın “ Taçlı Kadın Başı” nı ortaya çıkartmaktadır. Efsaneye göre usta, âşık olduğu ve hiç evlenemeyeceğini bildiği Niğde Sancak beyinin kızına duyduğu aşkı sonsuza dek yaşatmak için konuyu kapı süslemesindeki taşa resmetmiştir. Yapı,  kuzeydoğu köşesine yerleştirilen tek şerefeli minareden oluşmaktadır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74357/camiler.html

DEVAMI
Sungurbey Cami
Niğde

Caminin inşa kitabesi yoktur. Ancak 1335 yılı civarında yapıldığı düşünülmektedir. İlhanlı döneminde Niğde Valisi olan Sungur Bey tarafından yaptırılmıştır. Niğde Kalesinin güneybatı yönündedir. Bazı onarımlarla günümüze gelen camii, örtü sistemi ve minareler haricinde orijinal özelliğini ve fonksiyonunu korumaktadır. Doğu taç kapısı asıl giriş açıklığı üzerinde 874 H./1469–70 M. tarihli vergi kitabesi bulunur. 

 

Kaynak:

 

DEVAMI
Murat Ali Paşa Cami
Niğde

Günümüze bazı onarımlarla gelen camii, orijinal özelliğini büyük ölçüde korumakta ve işlevini devam ettirmektedir. Enine dikdörtgen planlı yapı, dıştan yaklaşık 13.00x30.60 m. boyutlarındadır. Farklı çapta 4 kubbeyle örtülen harimin kuzeybatı köşesinde türbe ve kuzey cephenin doğu tarafına tek şerefeli minare yer alır. Kuzey cephenin orta bölümünde ise önceden üç gözlü son cemaat yerinin olduğu sanılmaktadır. Yapının duvar ve örtü sisteminde sarımtırak renkte ince yonu trakit taşı, payelerde bazalt taşı, minber ile bir kapısında mermer malzeme kullanılmıştır. Temiz bir işçilik vardır. Cepheler de ikişer sıra pencere açılarak duvarların masifliği giderilmiştir. Cami genelinde sade inşa edilmekle birlikte, dikkati çeken bezemeler avlu kapısında, mihrap, minber ve harimin batı bölümündeki ahşap mahfilde görülür. 16 Eylül 1670 M. tarihinde inşa edilmiştir.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74357/camiler.html

DEVAMI
Dört Ayak Cami
Niğde

Ebu Bekir Ağa tarafından 1764-1765 yıllarında yaptırılan cami Kuzey-güney doğrultusunda eğimli bir arazi üzerine yerleştirilmiştir. Düz ahşap tavanlı camiler gurubundadır. Camii, dıştan 12.70 x 13.45 m. boyutlarındaki harim ile kuzeye yerleştirilen üç gözlü son cemaat yerinden oluşmaktadır. Ahşap hatıl lı cephe duvarında sarımtırak renkte kaba yonu taş, kapı mihrap, paye ve kemerler ile duvar köşe bağlantılarında ince yonu taş, son cemaat yerindeki sütunlarda mermer, örtü sisteminde ise ahşap ve kiremit malzeme kullanılmıştır. Harim kısmına kuzey duvarı ortasına yerleştirilen taş söveli ve ahşap lentolu kapıdan girilir. Yakın zamanlarda yapılan son cemaat yeri tarafında tek şerefeli minare bulunur. Camii sadedir. Dikkati çeken elemanlar son cemaat yerindeki mihrabiye ile harimdeki mihraptır. Mihrap istiridye yivli kavsaraya sahiptir.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74357/camiler.html

DEVAMI
Gündoğdu Türbesi
Niğde

Türbenin inşa kitabesi yoktur. Fakat Safer Haziran 1344 M. tarihinde vefat eden Gündoğdu oğlu Ahi Bevvap adına yazılan mezar kitabesi sonradan taç kapıya yerleştirilmiştir. Buna istinaden türbe 1344 yılı civarı yapıldığı kabul görülmektedir. Yapan ve yaptıran bilinmemektedir. Bazı onarımlarla günümüze gelen türbe, orijinal özelliğini korumaktadır. Yapı tek katlı ve kare planlı türbeler sınıfına girer. Yapının inşasında sarımtırak renkte ince yönü trakit taşı giriş açıklığı sövelerinde mermer, basık kemerlerinde kırmızı ve sarımtırak renklerde kesme taş, pencerelerin söve ve lentolarında beyaz mermer kullanılmıştır. Türbe inşasında oldukça temiz bir işçilik görülmektedir. Kare planlı türbe dıştan;6.50x6.50 m. ölçülerindedir. Yapının alt kısmı kare planlı, cephe duvarları zeminden 2.20 m. yükseklikten itibaren birbirine bitişik 2 üçgen oluşturacak şekilde pahlanarak üst kısımda 0nikigen planlı ensiz bir kasnak meydana getirir. Bu durum türbede dıştan piramidal külahla, içtende tromplu kubbeyle kapatılmasına sebeptir. Yapının doğu cephesinde taç kapı, kuzey ve batı cephelerinde ise birer pencere açılmıştır. Taç kapıya çift kollu ikişer basamaklı taş merdivenle çıkılır. Türbe sade inşa edilmekle birlikte, taç kapı, mihrap ve pencerelerde bezemeler dikkati çeker. Taç kapı; genişlikleri farklı iki bordür ve dört silmeyle üç yönden kuşatılmıştır. Motifler alçak kabartma tekniğindedir. Taç kapı kavsarasızdır. İçteki iki bordür, üstten kemer şeklinde kuşatılarak tahfif kemerini oluşturmuştur. İçte mihrap oldukça sade tutulmuştur.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74359/turbeler.html

DEVAMI
Hüdavent Hatun Türbesi
Niğde

Taç kapısı üzerindeki inşa kitabesine göre, 1312–13 M. yılında yapılmıştır. Anadolu Selçuklu Hükümdarı IV. Rukneddin Kılıç Aslan’ın kızı Hüdavend Hatun yaptırmıştır. Günümüze bazı onarımlar görerek gelen türbe, orijinal özelliğini korumaktadır. Yapı, tek katlı ve sekizgen planlı türbeler grubuna girer. Yapı inşasında sarımtırak renkte ince yönü trakit taşı; kapı ve pencerelerin söve, kemer ve lentolar ile kasnaktaki kuşak ve kitabelerde beyaz mermer kullanılmıştır. Kasnaktaki sivri kemerli alınlıklardaki bezemelerle, pencerelerdeki figürlü süslemelerde ve pencere şebekelerinde daha ince dokulu ve sert olan kırmızımtırak renkte taş; iç mekânın kubbe kasnağında sağır sivri kemerlerde siyah kesme taş kullanılarak oldukça zengin malzemeye yer verilmiştir. Yapını inşasında oldukça temiz ve itinalı bir işçilik görülür.Türbe, sekiz kenarlı bir kaide üzerinde sekizgen gövde olarak yükselmekte ve üstte Onatlı kenarlı kasnağa dönüşerek içten kubbeye, dıştan da sekiz kenarlı piramidal külahla kapatılmıştır. Türbe yapı bakımından olduğu kadar, bitkisel, geometrik ve özellikle figürlü plastik bezemeleri bakımından özeldir.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74359/turbeler.html

DEVAMI
Şerifali Türbesi
Niğde

İnşa kitabesine göre, 1865-66 M. yılında yapılmıştır. Yaptıran Hacı Said Paşa’dır. Orijinal durumunu koruyan Türbe, 1976 yılında restore edilmiş, cephe duvarlarında aşınan taşlar yenilenmiştir. Yapı tek katlı, dikdörtgen planlıdır. Dıştan, 5.90x 9.20 boyutlarında, kuzey-güney doğrultudadır. Yapı inşasında; sarımtırak renkte ince yönü trakit taşı kullanılmış ve itinalı işçilik görülür. Yapı oldukça sade inşa edilmiştir. 1335 yılında yapılan Sungur bey türbesi ile Kesikbaş, Ağa Yusuf, Arap dede, Şah Süleyman türbeleri de Niğde ili merkezinde bulunmaktadır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74359/turbeler.html

DEVAMI
Kesikbaş Türbesi
Niğde

Kesikbaş (Şemsi Tebrizi) Türbesi: Niğde'nin Eskisaray Mahallesi'nin güneydoğusunda bulunan türbe; tek katlı, dikdörtgen planlı türbeler gurubundadır. Dıştan 5.40x9.95 metre ölçülerinde olan yapı, doğu-batı doğrultusunda yerleştirilmiş ve inşasında sarımtırak renkte ince yonu trakit taşı kullanılmıştır. Yapı oldukça sade inşa edildiğinden süsleme öğesi görülmemektedir Burada kesik baş yatmaktadır. Hakkında birçok efsane ve söylentiler vardır. En kuvvetlisi burada yatan kişinin Şemsi Tebrizi olduğudur. Mehmet Önder "Mevlana" adlı eserinde ' Niğde'deki Kesikbaş Türbesi de Şems'e mal edilir" demek suretiyle bu inanışı, incelemelerinde tespit etmiştir.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/nigde/gezilecekyer/kesikbas-semsi-tebrizi--turbesi

DEVAMI
Sarı Saltuk Hazretleri Türbesi
Niğde

Sarı Saltuk Hacı Bektaşi Velinin çağdaşıdır. Sarı Saltuk Türbesi Bor ilçesinde bulunmaktadır. XIII. yüzyıla ait olan bu türbe değişik zamanlarda onarım görmüştür. Bu önemli şahsiyetin Fuat Köprülü’nün Türk Edebiyatında “ İlk Mutasavvıflar” adlı eserinde görmekteyiz. Taptuk Emre’nin piri üstadı Sarı Saltuk’un hikâyesinin anlatan Saltuk Name, Bor Halil Nuri kütüphanesinin 17292 numarasına kayıtlı az bulunan nüshalardan birisidir. 

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74359/turbeler.html

DEVAMI
Aktaş Kilise Cami
Niğde

Kitabesi bulunmayan kilise yöre halkının verdiği bilgiye göre 1842 tarihinde inşa edilmiştir.1950'lerde batısındaki narteks yıkılarak bugünkü son cemaat yeri yapılmıştır. Avlusundaki şadırvanda oturma birimleri olarak kullanılan küçük boyutlu başlıklar olasılıkla gynekaion, avluda zeminde duran büyük boyutlu başlık ve sütunlar orijinalde nartekste kullanılmış olmalıdır. Üç nefli tonoz örtülü, bazilika planlı kilisenin kuzeybatısına minare inşa edilmiştir. Yapının içi sıvalıdır. Orijinal yerinde duran ikonostasis ve prothesis içinde saklanan, üzerleri haç boyalı cam aydınlatma elemanları büyük önem taşımaktadır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Andaval Kilisesi
Niğde

Tarihi kaynaklarda adı Andavilis, Addaualis, Ambavalis olarak geçen yerleşim Geç antik dönemde, İstanbul’dan Kilikya Pylaisi’ne giden yol üzerinde bir istasyon görevi üstlenmiştir.  Bizans dönemine ait kilise ilk olarak W.J.HAMİLTON’ un 1842 yılında basılan seyahatnamesinde kısaca anlatılmaktadır. Seyyah, Eski Andavaldaki kilisenin Konstantinos’un annesi Helena’ya adanmış bir kilise olduğunu belirtmektedir. Niğde ilinin 8 km. kuzey doğusun da, Aktaş Köyünde Niğde - Kayseri tren yolunun kıyısında bulunur ve Erken Bizans dönemine tarihlenmektedir. Bazilika plan şemasında inşa edilmiştir. Yapı, doğu-batı doğrultusunda, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Doğuda dışa taşkın, içeride yuvarlak, dıştan çokgen bir apsis yer almaktadır. Üç neftli naos içten içe 12 m. uzunluğunda,12.20M genişliktedir. Naosun batı duvarında, biri orta nefte, diğeri kuzey nefte iki kapı ile dışa açılmaktadır. Bugün yıkılı olan naosun kuzey ve güney duvarlarında üçer pencere açıklığı bulunmaktadır. Kilisenin kuzey ve güney duvarları tamamen, doğu ve batı duvarları ise, büyük oranda yıkılmıştır. Buna bağlı olaraktan örtü sistemi de ayakta değildir. Kilise, tüf taşlardan inşa edilmiştir. Kilisenin M.S 9 yy. yapılan (orta neftin kuzey duvarı) freskleri nispeten sağlam kalabilmiştir. Günümüzden yaklaşık olarak 1500 yıl öncesine ait olan Andaval Kilisesinin yenileme çalışmaları Niğde Müzesi Müdürlüğü başkanlığında yürütülmektedir.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Ermeni Kilisesi
Niğde

Merkez Eski saray mahallesinde bulunan Bazalikal planlı olan kilise kesme taştan yapılmıştır. Kapısı önünde bulunan iki tane sütun hali hazırda araları taşlarla örülü revaklı avlunun ana unsurlarını teşkil etmektedir. Esas giriş batı cephede olup kitabe yeri boştur ve etrafı kabartma haç şeklindedir. Dar yüzlerde birer, uzun yüzlerde 4 adet pencere vardır. Uç kısmı uzun ekseni istikametinde ikişer sütun ve üç kemerle üç sahına ayrılmıştır. Freskler tamamen tahrip olmuş izleri ancak kemer içlerinde görülmektedir. Sütun başlıkları da yaprak motifleriyle süslüdür. Kırma çatısında bazalt taş plakalar ile kaplıdır. Kitabesi yok biraz üst kısımda bulunan kiliseye mimari yönden benzemesi nedeni ile 19.yy. tarihlenmiş olup, gerekli olan restorasyonu yapılırsa bitişiğindeki kiliseyi yalnızlıktan kurtaracak görünümdedir. Revakların açılması iç ve dış temizliğin yapılması gerekmektedir.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Rum Kilisesi
Niğde

Merkez Eski saray Mahallesinde bulunan kilise Bazilika planlıdır. Bazalt cinsi düzgün kesme taş ile inşa edilmiştir. Yanlarda ve ortada altışar sütun üzerine oturan nar teksi vardır. Kilisenin iç kısmı uzunlamasına ikişer sütun ve üç kemerle üç sahına ayrılmıştır. Sütun başlıkları yaprak motifleriyle süslüdür. Kırma çatısı kiremitle örtülmüştür. Ana sahını örten tonozun orta kısmında; ortada Hz. İsa ve etrafında 4 havari tasviri, buna simetrik olarak bitkisel motiflerle süslü rozetler bulunmaktadır. Ayrıca kemer yüzlerinde melek ve havari tasvirleri bulunmaktadır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Fertek Kilise Cami
Niğde

Üç nefli bazilika planda bir kilisedir. Sarımtırak kesme taş ve bazalttan yapılmış. Doğusunda üç apsis içten yuvarlak dıştan düzdür, "U" biçimindeki narteks batı girişte yarım yuvarlak bir kavisle dışa taşmaktadır. Nartekste toplam 16 sütun vardır. Narteks tavanı yer, yer boyama olmak üzere ilginç ahşap işçiliğine sahiptir. Narteksten içeri üç kapı ile girilir. İçte iki sıra halinde beşer sütun yer alır. Sütun başlıkları ahşap işçiliği gösterir. "U" biçimli üst katta toplam 28 küçük sütun yer alır. Tavan tonozlu olup, kalem işi süslemelere sahiptir. Üst kata çıkışta solda yer yer fresk kalıntıları vardır. İç mekana minber ve mihrap eklenmiştir. Apsisler birer pencere olup, ana mekândan duvarla ayrılıdır. Apsis yanlarında kuzey ve güneydeki mekânlara geçişi sağlayan kapılar vardır. Sol apsiste bir niş bulunmaktadır. Dıştan ana mekân, köşe mekânlar ve apsisler çift pahlı çatı, kuzey güney yönündeki galeriler ise üst çatı ile örülüdür. Narteks sütunlarının başlıkları sade sarkıtlı başlıklardandır. Narteksin yarım yuvarlak ve dışa taşkın cephesinde Karamanlıca bir kitabe yer almaktadır. Tarih olarak 1837 okunmaktadır. Kuzey ve güneyde oval biçimli üçer pencere üst kısımdan dışa açılmaktadır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Hançerli Kilisesi
Niğde

Üç nefli bazilika planda bir kilisedir. Doğusunda içten ve dıştan yuvarlak üç apsisi, batısında 5 sivri kemerli açıklığı bulunan 6 sütunlu narteksi vardır. Dış görünümü sağlam olan yapının çatısı çift pahlıdır. İçte yüksek kaideli sütunlar çift sıra halinde ve 5'lı grup oluşturur başlıkları sade im post biçimlidir. Neflerin örtü sistemi doğu batı yönünde beşik tonoz, apsisler yarım kubbe, narteks kuzey güney doğrultusunda beşik çatı, ana mekânın Çatısı doğu batı doğrultusunda beşik tonozla örtülüdür. Koyu bazalt düzgün kesme taş işçiliği görülür. İçte güneye açılan 6 pencere vardır. Pencerelerden biri kapatılarak buraya mihrap eklenmiştir. Ayrıca sağa bir minber ve oda eklenmiştir. Solda yer alan 6 pencere kapatılmıştır. Soldaki ve ortadaki apsislerde birer niş vardır. İçte sol üst kısımda kapatılmış bir kapı mevcuttur. Batıda narteksin üstünde üçgen alınlıklı üç küçük pencere vardır. Yapının Çatısı taş plakalarla kaplanmıştır. Yapının güneyindeki avlu istinat duvarında üstünde sıcaklığı olan ve iç içe iki kemerli üzeri Karamanlıca kitabeli birde çeşmesi vardır. Yapının tabanı taş plakalarla kaplıdır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Hasaköy Kilisesi
Niğde

Siyah bazalt taştan inşa edilmiş, doğu-batı yönde uzanan üç nefli bazilika planda, içten ve dıştan yuvarlak üç apsislidir. Yapının batısında giriş kısmında "U" biçiminde ve galerili bir narteks yer alır. Yapıda kuzey- güney ve doğu duvarlarında yer alan pencerelerle aydınlatma sağlanır. Nefler birbirinden dörder sütunla ayrılmaktadır. Orta nef diğerlerinden daha geniştir. Neflerin örtü sistemi beşik tonozdur. Yedi bölümlü narteksin üzeri çapraz tonozlarla örtülüdür. Çatı taş kaplı olup kırma çatı şeklindedir. Yapının kuzeydoğusuna bitişik tek mekânlı, tek apsisli ve mezar şapeli olabilecek bir ek yapı mevcuttur. Yazıtında "Hagias Kryake" ve 1848 tarihi okunmaktadır. Kiliseyi ayrıca dıştan çevreleyen bir duvar ve batı köşesinde çan kulesi vardır. Yapının iç süslemesini yer, yer dökülmüş freskler ve mimari plastik öğeler oluşturur. Orta nef'in üzerinde pandokrator İsa, İncil yazarları diğer yerlerde "müjde", İsa’nın vaftizi" gibi sahneler yer alır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Konaklı Rum Kilisesi
Niğde

Bazilikal planlı olup, bazalt cinsi taştan yapılmıştır. Batıda bir arteks ve içeride boyuna uzanan üç nef'ten ibarettir. Kilisenin üst örtüsü orta nef üzerinde kırma çatı ve yan neflerde beşer küçük kubbe ile örtülüdür. Narteks 4 sütunlu yanlarda birer paye üzerine oturmaktadır. Ortada büyükçe kemer iki yanda iki küçük kemer vardır. Ön cephede büyük kemerin üzerinde çatıya yakın dekoratif payenin üzerinde vazodan çıkan hayat ağacı motifi ve cepheyi taçlandıran yanlardan başlayan yukarı doğru kademeli olarak çıkan kalın bir silmede mevcuttur. Alttaki pencereler kemerli olup, kemer üstleri kör kemerler ve dekoratif payelerle süslüdür. Narteksten ana mekâna giriş üç kapıdan sağlanmaktadır. Ana kapının üzerinde ve hemen solundaki kapı üzerinde kemer aynası içerisinde kitabeleri vardır ve 1844 tarihi okunmaktadır. Doğuda kilise dışına taşan apsisler görülür. 

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Kumluca Kilise Cami
Niğde

Bazilika planlı olup, bazalt cinsi kesme taştan inşa edilmiştir. İbadet mekânı 8 sütun tarafından 3 sahına ayrılmıştır. Üst örtü tonozludur. Orta sahının tonoz örtüsünde Hz. İsa ve havarileri, orta apsiste pencerenin iki tarafında, solda kanatlı melek, sağda Meryem tasviri vardır. Yan duvarlardaki freskler badanalıdır. Girişte üç tonoz kemerle dört sütundan meydana gelen revakların arası taşlarla örülmüştür. Giriş kapısının iki yanında birer haç bulunmaktadır. Kapısı üzerinde 1835 tarihli 9 satır dikdörtgen kitabesi vardır. Kilise avlu duvarları yıkılmış, sadece avluya giriş olan üçgen alınlıkla Süslenen taç kapının iki tarafında ion başlıklı plasterlerle kaplı avlu girişi vardır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Kurdunus (Hamamlı) Kilisesi
Niğde

Hamamlı köyünde bulunan Üç neftli bazilika planındaki yapının doğusunda içten yuvarlak, dıştan çokgen planlı üç apsisi batıda yapıyı "U" biçiminde çevreleyen nar teksi yer alır. Batı cephesinde bulunan çift pahlı çatısı ile Hasköy’deki kilisenin küçük bir kopyası niteliğindedir. Ancak bu yapıda diğerlerinden farklı olarak narteks kısmında çok değişik ve farklı başlıklar vardır. Her bir başlık diğerinden farklı süslemeye sahip olup, birinde yer alan ion tarzda ve simetrik ele alınan ejder figürü ilginçtir. Bu ve diğer başlıklar zengin kompozisyon ihtiva eder.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Küçükköy Kilisesi
Niğde

Üç nefli bazilika planında dıştan ve içten yuvarlak üç apsis, batıda üç bölümlü tavan çapraz tonozlu narteksi olan ve bazalttan yapılmış bir kilisedir. Nartekste 4 paye vardır. Kapı ile narteksten içeri girilir. Kapı üzerinde 6 satırlık Karamanlıca kitabe vardır. Narteksin sağ bölümü sonradan oda halini almış iç mekânda 2 sıra halinde üçer sütun vardır. İçte orta nefte üç kubbe, yan neflerde tonoz tavanı oluşturmaktadır. Sağda Hz. İsmail'in kurban edilmesi sahneli fresk vardır. Ortada kubbeye geçişte dört İncil yazarının freskleri ayrıca mavi renk ağırlıklı barok tarzda kartuşlar, bitkisel motifler, vazodan çıkan çiçek motifleri gibi kalem işleri vardır. Pencerenin dış üst kısımda birer haç kabartması vardır. Yapının üst kat seviyesinde doğu ve batısında alınlıklar üzerinde üçer pencere vardır. Ana mekân çatısı çift pahlı beşik çatılı apsisler basık koni çatılıdır. Çatılar dıştan taş kaplıdır. Dışta doğu cephede apsislerin saçak hattını belirleyen silmeler kuzey ve güney duvarlarında da devam eder, birer yılanbaşı ile sona erer. Yapı genel olarak sağlamdır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Ovacık Kilise Cami
Niğde

Niğde ili, Merkez, Ovacık Kasabası içinde bulunan kilisenin yapım tarihi üzerindeki kitabesine göre 1771 olarak görülmektedir. Orijinalinde kilise olarak yapılan yapı sonraki yıllarda camiye çevrilmiştir. Kilise Camiye narteksin yan tarafındaki kapıdan girilmektedir. Narteksin kemerleri taş malzeme ile örülerek kapatılmıştır. iç mekanda 3 nefli olarak yapılmış kilise, bir ana apsis ve yanlarında iki adet küçük apsisten oluşmaktadır. Ana apsisin hemen karşısında ikinci kat bulunmaktadır. Sonraki yıllarda camiye çevrilirken yaklaşık iki metre zemin yükseltilmiştir. Kilisenin güneydoğusunda çan kulesi bulunmakta olup, sonradan minare ilave edilmiştir. Ayrıca kilisenin içine mihrap eklenerek cami olarak kullanılmaktadır. Çatısı kiremitle kaplı kilisenin avlusuna kuran kursu ve imam evi yapılmıştır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Aşağı Kayabaş Kilisesi
Niğde

Aşağı Kayabaşı mahallesinde bulunan Bazilikali planlı kilise bazalt cinsi kesme taştan yapılmıştır. Ana ibadet kısmı birbirine simetrik 8sütunla üç sahına bölünmüş olup ortadaki sahın yan sahınlardan daha büyüktür. Batı cephesinde girişin sağ tarafında bulunan merdivenlerden balkon kısmına çıkılmaktadır. Uzunluğuna dikdörtgen Planlı kilisenin doğusunda ortada büyük ve iki kenarda daha küçük olmak üzere üç eyvanlı apsis kısmı bulunmaktadır. Semerdan şeklindeki tavanda ve sütunları birbirine bağlayan kemerlerin iç kısımlarında geometrik süslemeler görülür. Kilise genel olarak içten ve dıştan iyi korunmuştur. Kiliseye ana yoldan merdivenle inilmekte ve camii olarak kullanılmaktadır. Ön ve iki yan kısmı revaklı olup, revakların üzeri beşik tonozlarla örtülmüş, sarı, mavi ve kiremit rengi ile boyalıdır. Kapı etrafı haç şeklinde olup, giriş kapısı üzerinde 1835 tarihli Rumca kitabe bulunmaktadır. Ayrıca, kapının iki yanına ve üst tarafına yapılan tezyinatlar bugün badana ile kapatılmıştır. Halk arasında Begüm Camii olarak adlandırılıyor. Genelde iyi korunmuş ancak tavan ve fresklerde dökülmeler vardır.

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-154659/kilise-ve-sapeller.html

DEVAMI
Gümüşler Manastırı
Niğde

Büyük bir kaya kilisenin içine oyulan manastır Kapadokya bölgesindeki günümüze iyi korunarak gelmiş ve en büyük manastırlardan birisi olan Gümüşler Manastırının en önemli yapısı, kompleksin kuzeyinde yer alan kilisedir. Dört serbest destekli kapalı Yunan haçı planlı kilisenin kuzey haç kolunun kuzeyinde iki mezar nişi, naosun batısında beşik tonoz örtülü iki giriş mekânı bulunmaktadır. 

Ana apsisteki üç şerit halindeki resimlerin en üstündeki Tahtta İsa, sağında iki melek, İncil yazarlarının sembolleri ile Desis sahnesinde yer alan Meryem ve havariler, en alttaki şeritte ise Kayserili Büyük Basileios, Nysa’lı Gregorios, Nazians’lı Gregorios gibi kilise babalarının resimleri yer almaktadır.

Kuzey haç kolundaki Meryem’e Müjde, İsa’nın doğumu ve Tapınağa Takdimi sahneleri ile Vaftizci Yahya ve Aziz Stephanos figürleri ikinci bir sanatçının elinden çıkmış olmalıdır. İç narteksten naosa giriş kapısının güneyindeki Meryem ve çocuk İsa ile iki yanlarındaki baş melekler Gabriel ve Mikael figürleri üçüncü sanatçıya aittir. 

 

Kaynak:

https://nigde.ktb.gov.tr/TR-74360/gumusler-manastiri.html

DEVAMI
Ağaçaltı Kilisesi (Daniel Pantonassa)
Aksaray

Ihlara Vadisi içerisinde vadiye giriş merdivenlerinin güney kısmındadır. Serbest haç planlıdır. Merkez mekanı yüksek kasnaklı bir kubbeyle, haç kolları beşik tonozla örtülüdür. Preikonaklast teknikle yapılan ve IX-XI yy. arasına tarihlenen freskolarda, Müjde, vahiy ziyaret, doğum, Daniel Aslanlar Çukurunda, Koimesis, Mısır’a Göç , Hz.İsa’nın vaftiz ve Hz. Meryem’in ölümü sahneleri işlenmiştir. Kubbede ise İsa’nın göğe çıkışı sahnesi yer alır.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63659/kiliseler.html

DEVAMI
Bahattin Samanlığı Kilisesi
Aksaray

Kiliseye, burayı samanlık olarak kullanan kişinin adı, yöre halkı tarafından verilmiştir. Irmağın batı yakasında, Belisırma Köyü karşısındaki kayalıklardadır. Kilise tek nefli, uzunlamasına dikdörtgen planlıdır. Freskleri 10. 11. Yüzyıllar arasına tarihlenmektedir.
Sahneler: Müjde, Ziyaret, Su Deneyi, Doğum, Üç Müneccimin Tapınması, Yusuf’un Rüyası, Mabede Takdim, Son Akşam Yemeği, İhanet, İsa Çarmıhta, Anastasis.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63659/kiliseler.html

DEVAMI
Kırkdamaltı Kilisesi
Aksaray

Bölgedeki en yüksek kilise olup, Belisırma’da yer alan bu kilise, Amirarzes Basileios ve eşi Tamara tarfından yaptırılmıştır. 1283-1295 yılları arasında dekore edilmiştir. Bir apsisli bazilikal planlı bir kilisedir. Yunanca bir kitabe kilisenin tüm çevresini dolanmaktadır. Kilisedeki fresklerde incilin hikaye ettiği tüm konular ile Selçuklu Sultanı II. Mesud’un resmi tasvir edilmiştir. Giriş bölümünü oluşturan mekan kayanın bir bölümünün kopması sonucu tahrip olmuştur.
Sahneler: Deisis, Adak, St. Georges’a Dua, Meryem’in Ölümü, İsa’nın Göğe Çıkışı, Metamorfosis.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63659/kiliseler.html

DEVAMI
Sümbüllü Kilise
Aksaray

Vadinin sol tarafında yer alan yapıya adını, çevresinde yetişen sümbül çiçeklerinden dolayı yöre halkı vermiştir. Irmak seviyesinden 20m yukarıda ve Manastır mekanları iki kat halinde kaya kütlesine oyulmuştur. Altta kilise vardır. Freskler X. yy. başı ile XI. yy. veya XII. yy. ın başına tarihlenmektedir. Sahneleri: Apsis kubbesinde, Mikael ve Cebrail arasında Meryem, Müjde, Koimesis (Meryem’in Ölümü), İsa’nın Mabede Takdimi, kubbede Pantokrator (Dünyanın Hakimi) İsa, Fırında Üç İbrani Genci ve Azizler.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63659/kiliseler.html

DEVAMI
Aziz Gregorius Kilisesi (Kilise Cami)
Aksaray

Kapadokya'daki en erken Hıristiyanlık Dönemi eserlerinden birisi olup, Ortodoks dünyası için büyük önem taşımaktadır. Kilise İmparator Theodosius tarafından, Nenezili din bilgini Aziz Gregorius Theologos adına 385 yılında kapalı haç planında inşa edildi. Daha sonra çeşitli değişikliklere uğrayan kilisenin çan kulesi minare haline getirilerek camiye çevrildi. Kilise Cami’nin apsisinde bulunan ahşaptan yapılmış ve üzeri kök boyayla boyanmış ikonastasis, kilisenin camiye çevrilmesiyle yerinden taşınarak mihrap olarak düzenlendi. Ahşap oymacılığının en güzel örneklerinden biri olan bu eserin yanı sıra Rus Çarı II. Nikola tarafından gönderilen ahşap anbon, ikonastasisi tamamlar niteliktedir. 
Bahçenin kuzeyinde ibadethanenin misafirhanesi bulunmaktadır. Kilise Cami’nin yanında otuz beş basamak merdivenle inilen yer altı suyu, ayazma, bulunmaktadır. 

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63659/kiliseler.html

DEVAMI
Çanlı Kilise
Aksaray

Bugüne kadar içerisinden çıkarılan mumyaları ile dikkat çeken Çanlı Kilise aynı zamanda önemli bir dini merkezdir. Çanlı Kilise, aynı zamanda Hasan Dağı'nın karşısında en iyi manzaralardandır.
Çanlı Kilise'nin iç kısmı Hz. İsa ve Havarilerini konu alan fresklerle süslenmiştir. Kilise ve çevresinde kayalara oyulmuş, tarihi 10'uncu yüzyıldan 14'üncü yüzyıla kadar uzanan çeşitli boyutlarda evler yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda büyük evlerin bölge halkının fakirleştiği zamanlarda birden çok ailenin yaşamını sürdürülmesini sağlayabilmek amacıyla parçalara bölündüğü anlaşılmıştır.
Çanlı Kilise'nin doğusunda kalan yerleşim bölgesindeki mimari yüzey araştırmasında iki büyük kilise, iki şapel ve bunların yakınındaki odacıklardan meydana gelen bir manastır tespit edilmiştir.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/canli-kilise

DEVAMI
Yüksek Kilise
Aksaray

Kızlar manastırı olarak bilinen kilise, dik kayalar üstüne taş oymadır. Güzelyurt İlçe merkezine yaklaşık 3 km mesafededir.

İçinde Bizans döneminden kalma bir şapelin bulunduğu yüksek kayanın tepesinde 19.Y.Y'da inşa edilmiştir. Çok sayıda obsidyenden yapılmış malzemenin bulunduğu kilise çevresi şüphesiz önemli bir neolitik yerleşim merkezidir. Yüksek Kilise'den Güzelyurt ve Hasan Dağı'nın (3268m) görünüşü nefes kesecek güzelliktedir. Yüksek kilisenin bulunduğu bölgenin milattan önce 8000 yıllarına dayandığı söylenmektedir. Bu bölgede çıkan çanak çölmek parçalarının bu çağlara ait olduğu araştırmacılar tarafından anlatılmaktadır. Bu kiliseye paralel olarak iki adet kilise ile bağlantısı olduğu ve jeolojik tedbir olarak kullanıldığı söylenmektedir.

 

Kaynak:

https://web.archive.org/web/20091024102530/http://guzelyurt.org.tr/yuksek.aspx

DEVAMI
Somuncu Baba Külliyesi
Aksaray

Osmanlı’nın kuruluş yıllarında Anadolu'da yetişen âlim ve velîlerin büyüklerindendir. Asıl adı Hamîd olan Somuncu Baba, 1349'da Kayseri'de dünyaya gelmiştir. Babasının adı Musa'dır. Soyu 24. kuşaktan peygamberimize dayanır. İlk tahsîlini babasından alan Şeyh Hamîd-i Veli daha sonra sırasıyla Aksaray, Şam ve Erdebil'de devrin önde gelen âlimlerinden dersler alarak tasavvuf ve ilim yolunda üstün derecelere ulaşmıştır.

1395 yılında talebesi Hacı Bayram ile Osmanlı Devleti'nin başkenti Bursa'ya giden Şeyh Hamîd-i Veli, burada kendini gizlemiş, halkın arasında Somuncu Baba ismiyle tanınmıştır. Bursa'da Ulu Caminin açılışı esnasında Fatiha Suresi'ni yedi farklı manada tefsir etmesiyle sırrı aşikâr olan Somuncu Baba, bu hadiseden sonra  talebesiyle beraber Hicaz'a hacca gitmiştir. Hac dönüşü Aksaray'a (Şehr-i Süleha) gelen Somuncu Baba, ömrünün sonuna kadar burada ilim ve irşad faaliyetlerini sürdürmüş, 1412 yılında Aksaray'da vefat etmiştir. Kabr-i Şerifleri Aksaray'da Ervah kabristanlığı içerisindedir.

Somuncu Baba, Hacı Bayram Veli'nin, Hacı Bayram Veli, Akşemsettin'in, Akşemsettin ise Fatih Sultan Mehmet'in hocasıdır. Somuncu Baba tasavvuf anlayışıyla yaşadığı döneme ve sonraki çağlara yön vermiş, yetiştirdiği talebeleriyle İstanbul'un fethini sağlayan manevi iklimin başlangıç noktası olmuştur.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-170584/somuncu-baba.html

DEVAMI
Ulu Cami
Aksaray

Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden olan Ulu Camii, Kılıçarslan'ın oğlu Rükneddin Mesud tarafından yaptırılmıştır. Karamanoğulları Dönemi'nde genişletme ve onarım çalışmaları yapılan caminin kitabesinde ''Bunun yapılmasını ve yenilenmesini merhum ve mağfur Ala-ed-din Bey'in oğlu yüce Sultan Mehmed, 811 yılında emretti'' yazar ve yine aynı kitabede caminin mimarı olan Mimar Firuz'un adı yazılmıştır. Osmanlı kayıtlarında ise caminin ismi ''Karamanoğlu Mehmed Bey Camii'' olarak geçmektedir.
Ulu Camii, kareye yakın bir planda, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Anadolu Selçuklu beyliklerinin tipik süslemeleri ile bezenmiş olan batı cephesindeki taç kapıdan giriş yapılır. Kıble yönünde dört, kıbleye dik olarak üç, toplam on iki ayak bulunmaktadır. Bu ayaklar birbirine kemerlerle bağlıdır. Döneminin en ünlü ağaç oyma, sedef kakma ve kalem işleri ustalarından Nüştekin'ül Cemali tarafından yapılmıştır. 
Ayrıca Ulu Camide bulunan ve Selçuklu ile Osmanlı dönemine ait bir çok halı ve kilim seccade Aksaray Müzesi'nde koruma altına alınmış, bunlardan bir kısmı da müzede sergilenerek ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştur.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/ulu-camii-karamanoglu-mehmed-bey-camii

DEVAMI
Eğri Minare
Aksaray

Eğri Minare, İtalya’da bulunan Dünyaca ünlü Pisa Kulesi’ne benzerliği ile dikkat çekmektedir. Aksaray kent merkezinde Nevşehir Caddesi üzerinde bulunan Eğri Minare, Selçuklu Dönemi'nden günümüze ulaşan önemli tarihi eserlerinden birisidir. Minareye eğriliğinden dolayı halk tarafından Eğri Minare ismi verilirken, tuğlalarının kırmızı olmasından dolayı Kızıl Minare olarak da bilinmektedir.
13'üncü yüzyıl Selçuklu eserlerinden olan Eğri Minare, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1221-1236 yıllarında yaptırılmıştır. Bir şerefesi ve 92 basamağı olan Eğri Minarenin yüksekliği 30,6 metredir.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/egri-minare-kizil-minare

DEVAMI
Taptuk Emre Türbesi
Aksaray

Horasan erenlerinden olan ve Moğol baskısı döneminde Anadolu'ya gelen Tapduk Emre, XIII. yüzyılda Orta Anadolu'da Aksaray ve çevresinde yaşamıştır. Hacı Bektaş-ı Veli'nin halifelerinden olan Tapduk Emre, büyük Türk-İslam Mutasavvıfı Yunus Emre'nin mürşididir. Hacı Bektâş-ı Velî ve Mevlâna ile aynı çağda yaşamış olan Tapduk Emre, kaynaklarda Sarı Saltuk ve Barak Baba'nın müridleri arasında da gösterilir.
Tapduk Emre'nin talebesi Yûnus Emre, kapısında kırk yıl boyunca hizmet ettiği hocasından öğrendiklerini geniş bir coğrafya'ya yaymış, “Vardığımız ellere, şol safâ gönüllere - Halka Tapduk mânisin, saçtık elhamdülillâh” diyerek, ondan övgüyle bahsetmiştir. 
Osmanlı arşiv belgelerinde Aksaray Sancağı, Eyübeli (Ortaköy) Kazası, Oflagu (Tapduk) Karyesinde gösterilen Tapduk Emre Türbesi, Aksaray’a 26 km mesafede bulunmaktadır.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-202299/tapduk-emre-xiii-yuzyil.html#:~:text=Osmanl%C4%B1%20ar%C5%9Fiv%20belgelerinde%20Aksaray%20Sanca%C4%9F%C4%B1,a%2026%20km%20mesafede%20bulunmaktad%C4%B1r.

DEVAMI
Yunus Emre Türbesi

Yunus Emre, Anadolu’da yetişmiş şair ve mutasavvıfların öncülerindendir. Sözleri ve fikirleriyle medeniyet tarihimiz içerisinde müstesna bir yere sahip olan Yunus Emre, 1240 yılında Aksaray sınırları içerisinde yer alan Güzelyurt - Sivrihisar Köyü'nde doğmuş, Ortaköy - Sarıkaraman Köyü'nde yaşamını sürdürüp, Ziyaret Tepe'de bugünkü türbesinin bulunduğu yerde Hakka yürümüştür. Hocası Tapduk Emre'nin türbesi de yine aynı bölgede, Tapduk Köyünde bulunmaktadır. Yunus Emre'ye dair önemli kayıtlardan biri olan Hacı Bektâş Velâyetnamesinde geçen anlatımlar da, bu bölgenin özellikleriyle örtüşmektedir. 

Yunus Emre, İslam tasavvuf geleneğiyle yetişmiş, tasavvuf dünyasının yıldızı makamına erişmiştir. O, tasavvuf yolunda çıktığı aşk yolculuğunda daima Hakk'ı aramanın, O'na layık bir kul olmanın gailesini gütmüş, bu yolculuğun nihayetinde aradığını bulmuş, zaman ve mekâna mahkûm olmadan çağları aşan bir ses olmuştur. Türbesi Aksaray'da bulunan Yunus Emre'nin evrensel mesajları tüm dünyaya ulaşmış, o, sevgi dilinin ortak adı olmuştur.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-232526/yunus-emre.html

DEVAMI
Yılanlı Kilise
Aksaray

Kol uzunlukları geniş serbest haç biçimindedir. Kilisenin güneyinde yer alan dehlizden beşik tonozlu nartekse geçilir. Kuzeyindeki ve güneyindeki dar haç kolları,tavanı kabartma bir haçla bezeli merkez mekanı çevreler. Freskolar IX. yy.’ ın birinci yarısı ile XII. yy. arasına tarihlenmektedir. Çarmıhta İsa, Kudüs’e giriş, Mısırlı Meryem’in gömülmesi, ziyaret gibi tasvirler vardır.

 

Kaynak:

https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63659/kiliseler.html

DEVAMI
Aşıklı Höyük
Aksaray

Aksaray’ın Gülağaç ilçesi Kızılkaya köyündedir.

Aşıklı Höyük avcı, toplayıcı ve göçerlerin yerleşik hayata geçtiği Orta Anadolu’da bilinen ilk köydür. Aşıklı halkı, esas olarak avcı ve toplayıcı bir topluluk olmanın yanı sıra ilk tarım topluluklarındandır.

Mimarlık tarihi açısından Anadolu’nun geleneksel bitişik düzendeki dörtgen planlı kerpiç mimarisinin en eski örneği Aşıklı Höyük’te izlenir. Tıp tarihi açısından bir ilk de burada gerçekleşmiş ve genç bir kadına dünyadaki ilk beyin ameliyatı yapılmıştır. Ameliyat izlerinin bulunduğu kafatası ve Aşıklı Höyük’ten çıkarılan diğer buluntular Aksaray Müzesi’nde sergilenmektedir. Araştırmalar, Aşıklı halkının yerleşik hayata geçtikten sonra tarımla uğraşmaya başladığını göstermektedir. Daha önce yabani halde toplanan tahıllar ve bitkiler, Aşıklı sakinleri tarafından ilk kez tarıma alınmıştır. Arpa, buğday, mercimekgillerin hem yabani hem tarıma alınmış türleri karbonlaşmış tabakalar halinde kazılar sırasında ortaya çıkarılmıştır. Kazılarda bulunan hayvan kalıntıları, yoğun ve bilinçli avcılık yapan yerleşiklerin en sık avladıkları hayvanların koyun, keçi, yaban sığırı, domuz, kızıl geyik, alageyik ve karaca olduğunu göstermektedir. Bölgenin jeolojik oluşumundan kaynaklanan ve volkanik cam adıyla bilinen obsidyen, Aşıklı halkının avcılık, kasaplık, post ve deri işçiliği gibi her türlü günlük faaliyetlerini yürütmelerini sağlayan aletlerin ve silahların hammaddesi olmuştur. 

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/asikli-hoyuk

DEVAMI
Nora Antik Kenti
Aksaray

Antik Dönem'de üç kapıdan diğer bölgelere bağlanan Nora, yolların birleştiği, bölgenin önemli bir yerleşim merkezidir. Araştırmacılar antik kentin ismini Nora, Viranşehir ve Mokisos olarak ifade etmektedirler. Nora, Helenistik Devir'den itibaren iskan görmüş, stratejik mevkide önemli bir askeri merkezdir. Nora'daki kiliseler yaklaşık 6 ve 7'nci yüzyıllarda inşa edilmiştir. Yeni kurulan kent, tahmini olarak 1000 civarında evden oluşmaktadır. 45-50 hektarlık alanı ile Kapadokya’da bulunan bazı surla çevrili kentlerden daha büyüktür. O dönemde bölgenin merkezi konumunda bulunan Kaiserai (Kayseri) 26 hektardır. Kısa süren ve parlak bir dönem yaşayan kent, 8'nci yüzyıldan sonra terk edilmiştir. Roma Dönemi'nde nekropol olarak kullanılmış bir alan içinde yapılan Nora'daki yüzey araştırmalarında 48 adet Roma mezarı tespit edilmiştir. Nora'nın planlı bir şehir yerleşmesi ve yol ağı olmayan, sadece savunma amaçlı kurulmuş bir kent olduğu tespit edilmiştir. Nora bir askeri garnizon olarak da nitelendirilmektedir. Kentte temsili yapı olarak sadece kiliseler yer almaktadır. 

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/TurizmAktiviteleri/hasandaginda-zirve-yuruyusu

DEVAMI
Tuz Gölü
Aksaray

Aksaray'ın sınırları içerisinde yer alan kuş cenneti Tuz Gölü ve çevresi; barınma, kışlama ve kuluçka imkanıyla yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yaparken, endemik bitkileriyle de dikkat çekmektedir. Tuz Gölü, çevresindeki küçük göl ve bataklıklarda yaşayan kuş varlığı ile birlikte Türkiye'nin en zengin havzalarından birisidir. Bu bölge yaban kuşlarının göç güzergahı üzerinde yer alırken, bozkırın ortasında Tuz Gölü ve çevresi dışında önemli bir sulak alan olmaması, göçmen kuşları Tuz Gölü'ne yönlendirmektedir. Tuz oranının yüksek olması nedeniyle kış mevsiminde donmayan göl, göçmen kuşlar için aynı zamanda iyi bir barınaktır.

Kuşlar için dinlenme, beslenme ve kışlama alanı olan Tuz Gölü ve çevresini ayrıcalıklı kılan bir başka özellikse önemli bir kuluçka sahası olmasıdır. Gölde flamingo, turna, yaban kazı, kılıçgaga, angut ve benzeri kuşların yanı sıra yağmurcunlar ve yaban ördekleri gruplar halinde yaşamaktadır. Göl çevresindeki küçük göller, su birikintileri ve bataklıklarda ise bataklık kırlangıcı, suna, angut ve martı türleri hayatını sürdürmektedir. 

Tuz Gölü çevresinde 38'e yakın endemik tür bulunurken, bunlardan yaklaşık 20'ye yakını da sadece Tuz Gölü ve çevresindeki Eskil ve Eşmekaya'da yer almaktadır. Tuz Gölü endemik bitki türleri, yüzlerce kuş türü ve Tuz Gölü'ndeki gün batımında oluşan kızıllıkla birlikte önemli bir foto safari potansiyeline sahiptir. Eskil'den başlanacak foto safaride, endemik bitkilerle birlikte bataklık, küçük göletler ve Tuz Gölü içindeki kuş türleri fotoğraflanabilir. Gün batımında ise Tuz Gölü'nde oluşan kızıllığın göl yüzeyine düşmesiyle birlikte oluşan ters ışık, fotoğraf tutkunları için unutulmaz kareler sunar.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/tuz-golu

DEVAMI
Yeşilburç (Kilise) Camii
Niğde

Yeşil Burç Kilise Cami: Doğu-batı yönde sarı renkli kesme taş ve bazalttan yapılmış üç nefli bazilika planında üç apsisli bir kilisedir. Çatıya yakın kısımlardan itibaren üstü bazalttan yapılmıştır. Narteksin yanlarında birer, batı kısmında da üç kemer vardır. Tavan çapraz tonozludur. Narteksten ana mekâna bir kapı ile girilir. Kapı üzerinde Karamanlıca kitabe vardır. İçte iki sıra halinde 4'er sütun vardır. Sütunların başlıkları sadedir. Yalnız iki başlığın köşeleri volütlüdür. İçte narteksin üstüne gelen kısımda bir bölüm bulunmaktadır. Üst kat tavanı yarı çapraz tonozludur. Burada yer alan iki kanatlı melek başı freski net görünmektedir.

Ana mekânın tavanı tonozludur. Tavanda yer yer kalem işi süslemeleri vardır. Güneye ve kuzeye açılan dörder pencere vardır. Üç apsisli olan yapının apsis kısımları içten bir duvarla bölünmüştür. Apsisler içten yarım yuvarlak dıştan köşelidir. Apsislerde birer pencere vardır. Sonradan güneydekine bir pencere, ortadakine ise bir kapı açılmıştır. Apsislerde toplam yedi niş vardır. Apsis tavanları tonozdur. İçerde narteks üstündeki mekânda güneye açılan bir kapı daha vardır. Yapının doğusunda kare planlı ve 4'er sütunlu iki katlı ve üstü kubbeli bazalttan yapılmış bir çan kulesi vardır.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/nigde/gezilecekyer/yesilburc-kilisesi

DEVAMI
Aladağlar Milli Parkı
Niğde

Aladağlar dağcılık, trekking ve kış spor­ları açısından büyük önem taşımaktadır. Millî park statüsünde olan Aladağlarda dört yük­selti grubu bulunmaktadır. Demirkazık 3756 metredir. Kızılkaya 3725 metredir. Kaldı gru­bunda Kaldı Dağı’nın en yüksek tepesi 3688 metredir. Torasan grubunda Vayvay Dağı’nın en yüksek tepesi ise 3565 metredir.  

Aladağlar üzerinde gezi ve tırmanış ya­pacak olan araştırıcı ve dağcılar, genellikle Niğde-Çamardı –Çukurbağ köyü üzerin­den Aladağlar’a giriş yaparlar. Aladağların yalnız Demirkazık doruğuna tırmanış yap­mak isteyenler, Demirkazık köyünden de Aladağlara giriş yapabilirler Demirkazık batı yamaç tırmanışı ve Çımbar vadisinde gezi yapacak olanlar, Demirkazık köyün­den dağlara giriş yaparlar. Gerek Çukur­bağ gerekse Demirkazık köyleri, Çamardı devlet yoluyla Niğde il merkezine bağlıdır. Çukurbağ köyüne ulaşmak için Niğde- Ça­mardı yolu (65 km) kullanılır. 

Doğal çevre ve iklim koşullarına göre Ala­dağlar üzerinde yapılacak gezi ve tırmanış etkinlikleri için en uygun zaman Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarıdır. 

Toros-Aladağlar üzerinde yapılacak gezi ve tırmanışlar, genellikle dört bölüm halin­de uygulanır. Bu gezi ve tırmanışlar sırası ile Demirkazık, Yedigöller, Kaldı ve Turasan tırmanışları olarak programlanır. Bu gezi ve tırmanış programları güneyden-kuzeye Kaldı-Turasan, Yedigöller ve Demirkazık programı şeklinde de uygulanabilir.

 

Kaynak:

http://camardi.gov.tr/aladaglar

DEVAMI
Bolkar Dağları
Niğde

Bolkar dağı (3524 m. ) kayak alanları, Niğde il sınırları içerisinde yer almaktadır. Niğde ili Ulukışla ilçesine bağlı darboğaz bucağının güneyinde, Çiftehan bucağı- Maden köyünün batısında ve Bolkar dağlarının kuzey yamaçları üzerinde yer alan kayak alanı 2300 metre ile 3003 metre yükseklik kuşağı üzerinde bulunmaktadır.
 
Doğuda Top tepe (3017 m. ) Tahtalıkaya (3372 m. ) ve Koyunaşağı tepe (3426 m. ) Güneyde Eğerkeya (3347 m. ) Erkaya (3308 m.) ve Çinigöl, Batıda Gökboyun (2757 m. ) ile Meydan düzlüğü (2300 m. ) arasında kalan, Bolkar Kayak Alanı yaklaşık 2000 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Bu merkez için 10 Aralık – 20 Nisan tarihleri kayak mevsimi için en uygun zamandır. Kayak mevsiminde kar kalınlığı 100 – 200 cm’dir Bolkar Kayak alanının toplanma bölgesi ve yerleşime en uygun yeri Meydan olup, burası Darboğaza 7 km. Madenköyüne ise 5 km. uzaklıktadır.

 

Kaynak:

http://www.nigde.gov.tr/aladaglar2

DEVAMI
Tyana Ören Yeri Ve Su Kemerleri
Niğde

Tyana Ören Yeri ve Su Kemerleri Antik Tyana örenleri, Bor ilçesi, Kemerhisar Kasabası'ndadır. Ören yeri kasabanın büyük bir  bölümünün altında kalmıştır. Kasabanın muhtelif yerlerinde çeşitli durumlarda bulunan önemli heykeltıraşlık eserler ve ören yerinde yapılan bilimsel kazılar neticesinde çıkan eserler ve mimari parçalar Niğde Müzesi’nde sergilenmektedir. Bahçeli Kasabası’nda bulunan ve Roma havuzu adıyla adlandırılan antik havuza hayat veren kaynak suyunun Roma Devri'nde yapılan kemerlerle taşınmasına yönelik oluşturulan kemerlerden dolayı kasaba Kemerhisar adını almıştır. 

Roma havuzundan itibaren Kemerhisar Kasabası içlerine kadar ki bölümde kemerler toprak altındadır. Kalan bölümdeki ve kazı alanına kadar olan kemerler ise toprak üzerindedir Halen büyük bir bölümü ayakta bulunan su kemerleriyle Roma havuzundan şehre su taşınmaktaydı. Su kemerleri M.S. II-III. yüzyıllara aittir. Tyana Ören yeri I.II. ve III. dereceli arkeolojik sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Tarih öncesinden Hititler’in yıkılışına değin pek çok uygarlığa mekân olan Kemerhisar(Tyana), Hititler döneminde Tuwanuwa, Roma’da ise Tyana olarak tanınmaktadır. Tuwanuwa Geç Hitit Dönemi'nin başkentidir. Ünlü kral Warpalawa İ.Ö.738–715 yıllarında bu kentte hüküm sürmüştür. M.Ö.30-M.S. 395 yıllarını kapsayan Roma Dönemi'nde, Kemerhisar(Tyana) yoğun yapılaşma ile tarihinin en önemli evresini yaşadı. Antik kent saraylarla, tapınaklarla, su kemerleriyle ve yerleşim birimleriyle büyük bir kent konumuna geldi. Tyana’nın en parlak dönemi hiç kuşkusuz Roma Çağı'dır. Bu dönemde iki kez Güney Kapadokya Krallığı’nın başkentliğini yapmıştır. 

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/nigde/gezilecekyer/tyana-oren-yeri-ve-su-kemerleri

DEVAMI
Roma Havuzu
Niğde

Niğde İli, Bor İlçesi, Bahçeli Kasabası kuzeyinde kasaba merkezine yaklaşık 3 kilometre mesafede yer almaktadır. Roma Dönemi'nde Trojan ve Hadrian Dönemi'nde M.S. 2'nci yüzyılda inşa edilmiştir. Havuz düzgün kesme taş bloklarla inşa edilmiş, dikdörtgen planlı olup, 65x22,5 metre ölçülerindedir. Havuzun altından kaynayan su, oluşturulan kemerler vasıtasıyla Antik Tyana (Kemerhisar) Kenti'ne ulaştırılıyordu. Dönem dönem onarımlara gidilmiştir. Orijinal özelliğini büyük ölçüde korumaktadır.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/nigde/gezilecekyer/roma-havuzu

DEVAMI
Hasan Dağı
Aksaray

3268 metre zirvesiyle volkanik bir dağ olan Hasan Dağı, heybetli duruşuyla dört mevsim zirve tutkunlarını kendisine çekiyor. Dağa tırmanış yapmak için Aksaray üzerinden Helvadere Kasabası'na ulaşıp, dağ eteğinde kamp kurarak farklı parkurlar üzerinden zirve tırmanışı yapılabilir. Hasan Dağı, nereden zirve çıkışı yapacağınızı bilirseniz en güvenli zirve yürüyüşü yapılacak dağlardan birisidir. Otel yönünden veya dağ evinden çıkış yapmak uygundur ancak güvenli ve rahat bir parkur için en iyi seçenek dağ evinden çıkış yapılmasıdır. Ortalama 6 saatte zirvesine ulaşılan Hasan Dağı'na zirve tırmanışı yapmak için dağ evi parkurunu kullananlar ilk olarak Süt Kilisesi ile karşılaşırlar. Buradan vadi içinde küçük bir yürüyüşün ardından dağın sırt kısmına çıkılır ve keçi yolu takip edilerek zirve yürüyüşüne devam edilir. Parkurda ilerlerken, artık ayaklarınızın altında uçsuz bucaksız bir arazi ve Erciyes, Ekecik dağları ile Tuz Gölü kendisini gösterir.

Hasan Dağı kış sporları potansiyeliyle de ilgi görmektedir. Özellikle Aralık ve Nisan ayları arasında kayak yapılabilmektedir. Ayrıca yamaç paraşütü için uygun koşullara sahip olan Hasan Dağı'na gelen amatör ve profesyonel sporcular, yamaçtan atlayıp gökyüzüne süzülmektedirler.

 

Kaynak:

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/hasan-dagi

DEVAMI
Acıgöl Hittite Inscriptions
Acıgöl

Acıgöl Hittite Scriptures, which should be seen by everyone who passes through Cappadocia, is one of the most popular treasures of Cappadocia.

Ağıllı Village, located within the borders of Acıgöl district of Nevşehir, contains important historical remains from the Hittites. Acıgöl Hittite Inscriptions, which are among the popular destinations of local and foreign tourists who want to witness the rich history of Cappadocia, are also called Topada Written Rock Monument.

The rock inscription belonging to the late Hittite period is from the 8-line text; these texts also consist of 400 words. The well-preserved inscription belongs to the Tabal period. Acıgöl Hittite Inscriptions, which are among the most important written sources due to their rich content and good condition, were engraved on the smoothed surface of a protruding rock. Each line of verse is separated by lines.

In the inscription, the struggles of King Wasusarma and his friends with eight different enemy kings and the victories achieved as a result of these struggles are described. It is also found in the inscriptions that these wars lasted more than three years. Although it is said to be well preserved, some words in the inscriptions have been damaged due to erosion factors and by humans.

DEVAMI
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için çerezler (cookie) kullanmaktayız. Çerez kullanılmasını tercih etmezseniz tarayıcınızın ayarlarından çerezleri silebilir ya da engelleyebilirsiniz. Ancak bunun internet sitemizi kullanımınızı etkileyebileceğini hatırlatmak isteriz. Çerezlere ilişkin daha detaylı bilgiye Çerez Politikası dokümandan ulaşabilirsiniz.